İsrail’in yüzölçümü Antalya ilimiz kadar. Nüfusu yaklaşık 9 milyon; bunun %30’u Arap. Tüm dünyada Yahudi nüfusu yalnızca yaklaşık 13,750 bin kişi. Buna karşılık dünya üzerinde 57 İslam ülkesi ve yaklaşık 2 milyar Müslüman yaşıyor. Bu ülkelerden 22’si Arap devleti. İslam ülkelerinin toplam yüzölçümü 30 milyon km²; bu da İsrail’in yüzölçümünün yaklaşık 1.500 katı. Oranladığımızda, bir Yahudiye karşılık 200 Müslüman düşüyor.
İsrail 1948’de kuruldu. Yani sadece 77 yıllık bir geçmişe sahip. İsrail’de yaşayan Yahudilerin büyük çoğunluğu farklı ülkelerden göç eden, bu topraklara ait olmayan toplama bir nüfustur. Yahudi inancına göre bir kişinin Yahudi sayılması anneden gelir ve doğal nüfus artışları negatife dönmüş durumda. Dolayısıyla demografik olarak bir tükeniş yaşanıyor. Artık yaşanan olaylar nedeniyle İsrail’e göç de durdu. Gençler fırsat buldukça ülkeden kaçıyor. Yakın bir gelecekte ülkedeki Arap nüfusu, Yahudi nüfusunu geçecek.
İsrailli yöneticiler bu gerçeklerin farkında. Geleceklerinin olmadığını biliyorlar. Asıl sorun, İslam ülkelerinin zihnen işgal edilmiş olması. Müslümanlar başsız; ülkeler, kendi halkına ait olmayan bir avuç işbirlikçi tarafından yönetiliyor. Özellikle Körfez’in zengin ama halkından ve İslam’dan kopuk ülkeleri, omurgalı bir duruş sergilemek bir yana, adeta satılmış hainlere dönüşmüş durumda.
İslam coğrafyası; yoksul, cahil, yönetim ve denetimden uzak, mezhepçilik ve ırkçılıkla bölünmüş, derin bir çukurda debelenip duruyor. İsrail, emperyalist güçler tarafından bir garnizon devlet olarak kuruldu ve hâlâ onların desteğiyle İslam coğrafyasını kana bulamaya devam ediyor. Aslında Batı’da Hristiyan dünyası da Yahudileri sevmez, ama çıkarlar söz konusu olunca birleşiyorlar. İslam coğrafyasının yeraltı ve yerüstü tüm zenginliklerini sömürüp, bu toprakların halklarını ikinci sınıf insan olarak görüyorlar.
Bugün İslam coğrafyası; kan, gözyaşı ve zulüm içinde. Onurlar ayaklar altında. Gazze’de olduğu gibi çocuklar, kadınlar, siviller sistematik olarak soykırıma uğruyor. Körfez ülkeleri ise bir bardak suyu, bir lokma ekmeği Filistinli mazlumlara çok görürken, 4 trilyon dolarlarını Trump’a verip küçük kızların saç danslarıyla eğleniyorlar. Bu nasıl bir zillet, bu nasıl bir ihanet?
İslam ülkeleri düşman askerlerinin üsleriyle donanmış durumda. Bu üslerden kalkan uçaklar Müslüman şehirlerini bombalıyor. 57 İslam ülkesi içinde yalnızca İran bu şeytani güçlere karşı ölümüne mücadele ediyor. 46 yıldır kuşatma altında, ambargo altında. Tüm dünya İran’a karşı birleşmiş. Ama İran, zalime boyun eğmiyor, diz çökmüyor.
İran’a mezhepçi bir yaklaşımla bakanlar, rejimini eleştirenler, en az zalimler kadar suçludur. Zalimden daha zalim olan, zalime destek verip sessiz kalanlardır. İran’ın rejimi iyidir ya da kötüdür; bu, İran halkının meselesidir. İran’ı dıştan düzeltmeye kalkanlar aslında işgalciyle aynı saftadır. Üstelik bazı İslam ülkeleri, İran füzelerini topraklarında düşürerek düşmanla iş birliği yapıyor. Başta, Peygamber soyundan geldiğini iddia eden Ürdün olmak üzere, bu ülkelerin mahşerde hesabı çok ağır olacaktır.
Ne yazık ki hiçbiri yoksul bir Yemen, mazlum bir Pakistan kadar bile direniş gösteremedi. Mücadele sadece kınamayla olmaz. Zalim karşısında kılıcı kınından çıkararak, cihat ruhuyla olur.
Bugün başta ABD, Almanya, İngiltere, Fransa ve Yunanistan olmak üzere Batı dünyası, İsrail’in arkasında duruyor. İslam dünyası ise derin bir uykuda. Oysa İran’da 45 milyon Türk soydaşımız ve milyonlarca Kürt kardeşimiz var. Onların, bizim kardeşlerimizin başına da ateş yağıyor.
Gazze’deki masumların çığlıkları gökyüzünü sarsıyor. İsrail, din savaşı veriyor ve “Büyük Arz” hedefiyle Arz-ı Mevud’a adım adım ilerliyor. Afganistan, Somali, Sudan, Yemen, Lübnan, Filistin, Irak, Libya, Suriye, İran… Daha kaç İslam ülkesi ateşe atılacak? Daha kaç İslam beldesi Gazze olacak?
Tüm bu acılara rağmen, İran İsrail’e füzeler yağdırıyor. İsrail uçaklarını korkudan Yunanistan’a kaçırdı. İsrailli siviller ve askerler sığınaklardan çıkamıyor. İran tek başına direniyor. İsrail’in “Demir Kubbe” sistemi işe yaramadı. Ölümü enselerinde hissediyorlar. Sivil kaçışlar başladı.
Zalime boyun eğmeyen, Gazze’deki mazlumların intikamını alan İran halkına Yüce Allah yardım etsin. Uykuda olan İslam âlemini de uyanmadan önce Yüce Allah uyandırsın.
Son söz Azerbaycan’da bir şiirin dörtlüğünde şöyle yazıyor.
Ya er ol ortaya çık gel kömek et gardaşına
Ya gidip evde otur hemde leçek sal başına
Yorumlar
Kalan Karakter: