İnsanın kalbinde bir köşe vardır; orada çocukluk hatıraları, ananın ekmek kokusu, Aras’ın kıyısında esen rüzgâr ve Ağrı Dağı’nın sabah sisine karışan dualar saklıdır. İşte o köşenin adı Iğdır’dır.
Benim için Iğdır, yalnızca doğduğum toprak değil; bir kimliğin, bir tarihin, bir vefanın adıdır.
Gurbette yaşamak, bazen sessiz bir özlemin içinde kaybolmaktır.
Kalabalık şehirlerin arasında yürürken birden burnuma kuru ot kokusu gelir, Aralık ovasının serinliğini hissederim.
Bir çocuğun “baba” deyişi, bana Karakoyunlu’nun toprak yollarında yankılanan çocuk seslerini hatırlatır.
İşte o zaman anlarım; insan doğduğu yeri sadece terk etmez, kalbinin bir parçasını orada bırakır.
Iğdır’ın tarihi, sadece taşlara yazılmış bir geçmiş değil, milletimizin hafızasında yer etmiş bir direniş ve dayanışma destanıdır.
Kaçardoğanşalı’nın, Tuzluca’nın, Melekli’nin her köşesinde bir kahramanlık hikâyesi vardır.
1918’in o acı dolu günlerinde, Aras’ın suları bile kan kırmızısına boyanırken, Iğdır halkı toprağına, bayrağına, onuruna sahip çıkmıştı.
Bugün bizler, gurbette yaşayan Iğdırlılar olarak o fedakârlığın, o vefanın mirasçılarıyız.
Vefa…
Ne büyük kelimedir bu!
Vefa, memleketi unutmamak, sadece hatıralarda değil, yürekte yaşatabilmektir.
Gurbette bir araya gelen Iğdırlılar olarak, köyümüzün adını yaşatmak, kültürümüzü korumak, gençlerimize bu toprağın tarihini anlatmak da bir vefa borcudur bize.
Çünkü Iğdır’ın değeri yalnız taşında, toprağında değil; insanının vefasında gizlidir.
Kimi zaman akşam vakti gökyüzüne bakarım; yıldızlar birer birer yanarken, içimden “şimdi Iğdır’da hava nasıldır acaba?” diye geçiririm.
Belki Karakoyunlu’da bir soba tütüyordur, belki Melekli’de bir nene torununa masal anlatıyordur, belki de Aras’ın kıyısında bir çoban yıldızları sayıyordur.
İşte o an, anlıyorum ki, Iğdır sadece bir şehir değildir.
Iğdır, insanın içinde yaşattığı bir yürek memleketidir.
Ve biz, nerede olursak olalım, o memleketin havasını solumaya, onun kültürünü taşımaya, adını saygıyla anmaya mecburuz.
Çünkü doğduğumuz yere vefa göstermek, geçmişe değil; geleceğe borcumuzdur.
Belki bir gün yeniden döneriz o topraklara…
Ama dönemesek de, Iğdır bizimle yaşar — kalbimizin tam ortasında.
Yorumlar
Kalan Karakter: