Kızılderililer, evlenirken sevdikleri kişiye bir söz söylerlermiş: “Balabela.”
Bu kelime, onların dilinde “Sonsuza dek” anlamına gelir.
Ne kadar sade, ne kadar derin bir söz…
Bir ömürlük bağlılığı, sevdayı, sadakati ve insan olmanın özünü tek bir kelimeyle anlatmışlar.
Oysa biz, bu sözü yalnızca sevdiğimize değil, hayatımızın her alanında kullanabiliriz.
Balabela…
Kardeşlikte, dostlukta, komşulukta, insanlıkta, hatta doğayla olan ilişkimizde…
Bir çiçeği koparırken, bir ağaca dokunurken, bir dostun elini tutarken, bir çocuğun gözlerine bakarken…
Balabela demek; sadakatle, merhametle, vefayla sonsuza dek yaşamak demektir.
Kızılderililer der ki:
“Bir düşman çok, yüz düşman azdır.”
Ne kadar büyük bir öğüt değil mi?
Çünkü düşmanlık, sadece kalbi kirletir.
Sevgi, hoşgörü, tabiatla uyum içinde yaşamak ise insanı arıtır, güzelleştirir.
İnsanoğlu, evrenin sonsuzluğunda küçücük bir nokta kadar bile değil.
Ama o küçücük noktanın içinde iyilik, merhamet, vicdan ve vefa varsa, o insan evrenden bile büyüktür.
Hayat kısa, ömür sınırlı, insan fani.
Bir gün hepimiz bu dünyadan göçüp gideceğiz.
Ne malımız kalacak, ne makamımız, ne de ismimiz taşlara kazınacak.
Ama bir kalbe dokunabildiysek, bir gönülde iz bıraktıysak, işte o zaman gerçekten yaşamış olacağız.
Yunus Emre’yi, Nesimi’yi, Mevlana’yı herkes bilir.
Ama onların yaşadığı dönemin güçlülerini, makam sahiplerini kim hatırlıyor bugün?
Tarihin değil, kalplerin hafızasında yer edinmek asıl ölümsüzlüktür.
O yüzden diyorum ki;
Sevin, sevilin.
Bir gönül kırmak yerine bir gönül yapın.
Bir insanı yargılamak yerine anlamaya çalışın.
Ve en önemlisi, hayatınızın her alanında şu sözü yaşatın:
Balabela — Sonsuza Dek.
Yorumlar
Kalan Karakter: