Tarihin bazı anları vardır ki, bir milletin karakteri tek bir isimde, tek bir direnişte vücut bulur. Azerbaycan tarihinin o altın sayfalarından birinde yazılıdır bu isim: Gence Hanı Cevad Han.
O, yalnız Gence’nin değil, bütün Türk dünyasının onur sancağıdır.
Bir Asaletin Mirası
Cevad Han veya Cevad Han Ziyadoğlu-Kaçar (1748, Gence – 1803, Gence), Kaçar hanedanından büyük bir Azerbaycan generali, ordu komutanı, devlet adamı ve Gence Hanlığı’nın son hükümdarıdır.
Ancak onu farklı kılan, soyunun asilliği değil; halkına duyduğu sadakat ve vatanına bağlılığıydı. Genç yaşta aldığı eğitimle hem siyaseti hem de askerî disiplini öğrendi. Yönetiminde adalet, dürüstlük ve halk sevgisi temel taşlar oldu. Gence, onun döneminde sadece bir şehir değil, bir huzur beldesiydi.
Kafkasya’ya Çöken Gölgeler
18. yüzyılın sonunda Çarlık Rusyası, Kafkasya’daki Türk yurtlarına adım adım ilerliyordu. Gürcistan’ı işgal ettikten sonra sıra Azerbaycan hanlıklarına gelmişti.
1803’te Rus ordusu Gence surlarının önüne dayandığında General Sisianov, Cevad Han’a teslimiyet çağrısı gönderdi. Fakat o, bir Türk beyine yakışır vakar içinde şu cevabı verdi:
“Ben Gence’yi babamdan miras değil, milletimden emanet aldım. Emaneti düşmana teslim etmem!”
Bu söz, yalnız Gence’nin değil, bütün Türk yurtlarının vicdanında yankılandı.
Gence’nin Son Direnişi
4 Ocak 1804 sabahı, Rus ordusu Gence’yi topa tuttu. Sur taşları yıkılıyor, şehir kanla boyanıyordu. Ama Cevad Han dimdik ayaktaydı. Yaralansa da geri çekilmedi.
Kılıcı elinde, halkının önünde son nefesine kadar savaştı.
Aynı gün, oğlu Hüseyin Kulu Han’la birlikte şehit düştü.
Ruslar Gence’ye girdiklerinde bir şehri değil, bir kahramanın kalbini paramparça ettiklerini fark ettiler.
Bir Kahramandan Fazlası
Cevad Han, sadece bir savaşçı değil; bir karakter, bir ahlak timsaliydi. Onda Türk töresinin özü vardı: adalet, cesaret, merhamet ve onur.
Düşmanına bile mertçe davranan bir bey, halkına ise bir baba gibi kucak açan bir hükümdardı.
Bu nedenle Gence halkı onu “Han” olarak değil, “Ata” olarak anmıştır.
Bir Milletin Hafızasında Yaşamak
Bugün Gence’nin kalbinde yükselen Cevad Han Türbesi, sadece taş ve mermerden değil, vefadan ve minnetten örülmüştür. Her gelen ziyaretçi, o taşlarda aynı sözü hisseder:
“Vatan, uğrunda ölmesini bilenlerindir.”
Cevad Han’ın şehadeti, Azerbaycan’ın bağımsızlık ruhuna mayalanmış bir kıvılcımdır. O kıvılcım, 1918 Bakü şehitlerinde, 1990 Ocak olaylarında, 2020 Karabağ Zaferi’nde yeniden tutuşmuştur.
O artık sadece bir tarih sayfasında değil; Türk dünyasının vicdanında yaşayan bir semboldür.
Son Söz
Cevad Han, tarihin unutturamadığı bir adalet, bir mertlik ve bir vatan sevgisi örneğidir. Onun mirası, sadece Gence’de değil; Kars’ta, Nahçıvan’da, Bakü’de, Ankara’da ve bütün Türk coğrafyasında yankılanan ortak bir destandır.
Bugün Türk dünyasının birliği konuşuluyorsa, o birlik Cevad Han gibi kahramanların kanıyla, duasıyla, onuruyla şekillenmiştir.
Cevad Han, bir milletin direniş simgesi olmanın ötesinde, Türk dünyasının haysiyetini temsil eden bir bayraktır.
Yorumlar
Kalan Karakter: