Tarih, çoğu zaman zaferleri, kahramanlıkları ve fetihleri yazar; ancak kimi zaman da suskun taşların, yıkılmış duvarların ve yerin altına gömülmüş hatıraların diliyle konuşur. 1664 yılında Korhan Yaylası’nda meydana gelen büyük deprem, sadece bir doğa olayı değil, aynı zamanda bir halkın hafızasına kazınan büyük bir yıkımdır. Ve o gün, Eski Iğdır bir sabah vakti sessizliğe gömülmüştür.
Bugün Aras Nehri’nin bereketli kıyılarında yükselen Iğdır, geçmişinde bir başka şehir siluetini taşırdı. Eski Iğdır – yahut halk arasında anıldığı şekliyle “Şehr-i Atik” – Korhan Yaylası’nın eteklerinde, dağla ovanın birleştiği noktada kurulmuştu. Ticaret yollarının kesişiminde, tarım ve hayvancılıkla meşgul halkı, yüzyıllardır burada yaşamını sürdürüyordu. Ta ki 1664 yılının o uğursuz gününe kadar…
O yılın baharında, doğa adeta bir uyarı verir gibiydi. Yer yer çatlayan toprak, kuruyan pınarlar ve geceleri duyulan garip yeraltı uğultuları… Nihayetinde büyük felaket geldi: Şiddetli bir sarsıntı, dağları bile diz çöktürecek kadar kudretliydi. Korhan Yaylası bir anda çatladı, toprak yarıldı ve Eski Iğdır taş üstünde taş kalmayacak şekilde yıkıldı. Camiler, hanlar, evler yerle bir oldu. En hazini ise; o topraklarda yüzyıllardır yaşayan nice insan, o gün hayata veda etti.
Ne yazık ki bu büyük felaketin detayları, Osmanlı arşivlerinde çok sınırlı yer bulmuştur. Belki de zamanla unutulmaya terk edilmiştir. Ancak halk belleği unutmaz. Iğdır yöresinde hâlâ yaşlılar, “Eski Şehir depremde göçtü” derken o günün acısını aktarır torunlarına.
Deprem sonrası hayatta kalanlar, Aras’ın öte kıyısına, bugün modern Iğdır’ın kurulu olduğu düzlüklere göç etti. Bu göç bir zorunluluktu ama aynı zamanda bir yeniden doğuştu. Yeni bir şehir kuruldu; ama eski şehir, Korhan’ın eteklerinde taşlar arasında, sessizce yatmaya devam etti.
Bugün, Korhan Yaylası’nda dolaşırken eski taş temeller, mezar kalıntıları ve yer yer rastlanan seramik parçaları hâlâ o büyük felaketin tanıklığını yapar. Her biri bize şunu fısıldar: “Bizi unutmayın.”
Tarih sadece fethedilen kaleleri değil, yitirilen şehirleri de yazar. Eski Iğdır, 1664’te yerle bir oldu ama hatırası hâlâ Korhan’ın rüzgarında yankılanıyor.
Unutmamak dileğiyle…
Yorumlar
Kalan Karakter: