Sisli ve yağmurlu bir kış mevsiminde Iğdır sokaklarında yürüyüşe çıkıp geçmişin o güzel Iğdır’ını aramaya koyuldum. Dünyada olduğu gibi Iğdır da değişmişti. Bir zamanlar tanıdığım o eski yüzleri bulabilmek için gözlerim kalabalığın içinde dolaştı.
Tarihin derinliklerinde bir yolculuğa çıktım. O elleri nasırlı, güler yüzlü, iletişime açık, mert insanları aradım. Geçmişten günümüze çok az şey kalmıştı. Her sokak, her mahalle ne kadar değişirse değişsin, beni yine o eskinin güzel Iğdır’ına götürüyordu. Dünyada hiçbir şehir, Iğdır kadar doğal güzelliklere sahip değildir. Iğdır, Ağrı Dağı’nın göğsündeki elmas bir gerdanlık gibidir. Şehrin neresine gidersen git, tüm ihtişam ve güzelliğiyle Ağrı Dağı’nı görürsün. Bu dağa her baktığımda, sadece doğal güzellikleri değil, Iğdır’ın tarihine tanıklık eden o büyük ve sarsılmaz duruşu görürüm.
Tanıdık yüzlerin değiştiği gibi, Iğdır’ın fiziki güzellikleri de değişmişti. O devasa beton yapılar arasında, eskiden at arabalarının, faytonların koşturduğu, önünden sulama arklarının geçtiği, müstakil, tek katlı, bahçeli yeşil Iğdır’ı aradım. Ne yazık ki o eski güzel Iğdır’ı bulamadım. Doğup büyüdüğüm öz vatanımda kendimi yabancı bir turist gibi hissettim. Gözlerim doldu, yüreğim burkuldu. “Değişim” adı verilen yenilikler, bizi biz yapan o eski Iğdır’ı bizden almış; geriye geçmişten günümüze kalabilmek için direnen çok az şey bırakmıştı.
Tam o sırada kafamı kaldırdığımda, “Iğdır Yöresel Yemekleri Açelya” tabelasını gördüm. İçimde bir umut doğdu: Belki geçmişimden bir parçayı burada bulabilirim.
İçeri girdiğimde güler yüzlü insanların yer aldığı nezih, sıcak bir aile ortamıyla karşılaştım. Beni işletmenin sahibi Pınar Bildik Hanım karşıladı. Güler yüzlülüğü, içten “hoş geldiniz” deyişi ve zarif ikramları beni bir anda Iğdır’ın eski güzel günlerine götürdü.
Pınar Hanım, on parmağında on marifet olan, Iğdır’ımızın unutulmaya yüz tutmuş zengin yöresel mutfağını zor şartlara rağmen yaşatmaya çalışan isimsiz Anadolu kahramanlarından biriydi. Üstelik burası, Iğdır Düşünce Otağı’na da ev sahipliği yapıyordu. Iğdır Düşünce Otağı, şehrin geleceğine yön veren, düşünsel üretimi ve toplumsal işbirliğini güçlendiren bir rehber platform olmayı amaçlıyor.
Pınar Hanım’la Iğdır üzerine yaptığımız sohbetin nasıl geçtiğini anlamadım bile. Çünkü o yalnızca yöresel yemekler ve gastronomi konusunda değil, Iğdır’ın tarihi ve kültürü üzerine de kendini geliştirmiş, zengin bir birikime sahipti. Her cümlesi beni geçmişe götürdü; unuttuğum, özlemini çektiğim hatıraların kapısını araladı. Onun sözlerinde annemi, babamı, komşularımı, çocukluğumun o güzel günlerini buldum.
Pınar Hanım; yöresel yemekler, doğal bitkiler ve Iğdır’ın organik zenginlikleri konusunda yılmaz, çalışkan, maharetli bir kardeşimiz. Iğdır’da olan veya şehir dışında yaşayan her Iğdırlı, tarihe kısa bir yolculuk yapmak, Iğdır’ın eşsiz damak zevkini tatmak istiyorsa mutlaka buraya uğramalıdır. Böylece hem Iğdır’ın zengin kültürüne katkı sağlar hem de burada düzenlenen Iğdır Düşünce Otağı faaliyetlerinden yararlanabilir.
Pınar Hanım’a, Serhat şehrimize ve güzel Iğdır’ımıza sunduğu bu kıymetli katkılar, samimi ve içten ilgisi için gönülden teşekkür ederim. İyi ki varsınız. Sizin gibi insanlar Iğdır için bir umuttur. Yüce Allah sayınızı artırsın.
Yorumlar
Kalan Karakter: