Bu yazı, Mustafa Kemal Atatürk’ün Millî Mücadele döneminde İngilizlerle gizli bir anlaşma yaptığı iddialarını tarihsel bağlam içinde ele almakta ve arşiv kaynaklarına dayalı olarak bu iddiaların geçersizliğini irdelemektedir. Savaş sonrası jeopolitik koşullar, Millî Mücadele’nin toplumsal ve kurumsal niteliği, İngiliz ve Türk arşiv belgeleri ile ideolojik propaganda söylemleri karşılaştırmalı biçimde analiz edilmektedir. Bulgular, iddiaların bilimsel temeli olmadığını, tarihsel gerçeklikten uzak ideolojik bir söylem niteliği taşıdığını ortaya koymaktadır.
Mustafa Kemal Atatürk ile İngiltere arasında Millî Mücadele sürecinde gizli bir anlaşma yapıldığı iddiası, zaman zaman kamuoyunda ve bazı ideolojik çevrelerde gündeme getirilen bir tezdir. Ancak bu iddialar tarihsel bağlamı göz ardı eden, arşiv belgeleriyle desteklenmeyen ve akademik yöntemlerle değerlendirilmesi mümkün olmayan niteliktedir. Bu çalışma, söz konusu iddiaları tarihsel veri, resmi kayıtlar ve uluslararası ilişkiler bağlamında ele alarak bütüncül bir değerlendirme sunmayı amaçlamaktadır.
Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri ve siyasi yapısı çökmüş, galip devletlerin işgal politikaları Anadolu coğrafyasında etkisini hissettirmiştir. İngiltere’nin bölgede yürüttüğü strateji; askeri işgal, petrol bölgelerinin kontrolü ve Osmanlı idaresi üzerinde baskı kurma hedeflerine dayanmaktaydı.
İngiliz istihbarat raporlarında Mustafa Kemal’in Anadolu’daki direnişin lideri olarak görülmesi ve “İngiliz çıkarları için en önemli tehdit” şeklinde tanımlanması, İngilizlerle işbirliği iddialarını tarihsel açıdan hükümsüz kılmaktadır.
Millî Mücadele, yalnızca askeri bir hareket değil; yerel direniş örgütleri, sivil aydınlar, bölgesel liderler ve geniş halk desteğinin oluşturduğu çok katmanlı bir milli irade hareketidir. Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde alınan kararlar, millet egemenliği ve tam bağımsızlık ilkesini merkezine almış; mandacılık ve himaye teklifleri kesin biçimde reddedilmiştir.
Bu kararların, Atatürk’ün İngilizlerle herhangi bir işbirliği içinde olma ihtimalini kategorik olarak dışladığı açıktır.
İngiliz Ulusal Arşivi’nde yer alan döneme ait belgeler; Ankara hükümetinin faaliyetlerini tehdit olarak algılayan raporlar, Mustafa Kemal’i etkisiz hale getirme planları ve direniş hareketine karşı geliştirilen askeri-diplomatik girişimleri içermektedir. Bu belgelerde İngilizlerin, Mustafa Kemal ile bir işbirliği içinde olmak bir yana; onu bertaraf etmeye yönelik planlar yaptığı görülmektedir.
Türk kaynakları da benzer bir tablo çizmektedir. Nutuk, TBMM zabıtları, telgraflar ve dönemin resmi yazışmaları, Atatürk’ün işgal güçlerine karşı koşulsuz bir bağımsızlık mücadelesi yürüttüğünü ortaya koymaktadır. İstanbul Hükûmeti’nin Atatürk hakkında idam fermanı çıkarması ve yakalama girişimlerinin işgal güçlerince desteklenmesi, bir anlaşma ihtimalini tamamen geçersiz kılmaktadır.
“Atatürk İngilizlerle anlaştı” söylemlerinin tarihsel temeli bulunmamakla birlikte, bu iddiaların çoğu zaman güncel politik tartışmaların bir uzantısı olarak ortaya atıldığı görülmektedir. Kaynaklardan kopuk, seçmeci bilgi kullanımı ve spekülatif yorumlar, tarih biliminin yöntemsel ilkeleriyle çelişmektedir. Bu nedenle bu iddialar, tarihsel gerçeklikten ziyade ideolojik manipülasyonun bir ürünüdür.
Sonuç
Arşiv belgeleri, resmi kayıtlar ve dönemin uluslararası ilişkilerinin analizi kapsamında değerlendirildiğinde, Atatürk’ün İngilizlerle gizli bir anlaşma yaptığı iddiasının bilimsel bir dayanaktan yoksun olduğu açıktır. Hem İngiliz hem Türk kaynakları, Atatürk’ün emperyalizme karşı bağımsızlık odaklı bir mücadele yürüttüğünü net bir biçimde ortaya koymaktadır. Bu nedenle söz konusu iddialar, tarihsel gerçekliği çarpıtan, örgüsünü ideolojik amaçlarla kuran söylemler olarak değerlendirilmelidir.
Yorumlar
Kalan Karakter: