Iğdır ili Aralık ilçesi; İran ile 50, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile 13, Ermenistan ile ise 56 kilometrelik kara sınırına sahiptir. Nahçıvan Dilucu Sınır Kapısı 1992 yılında açılmıştır. İran Borualan Sınır Kapısı ise 1985 yılından bu yana açılmayı beklemektedir. Ermenistan Alican Sınır Kapısı, Karakoyunlu ilçesi sınırlarında yer almakta olup 1993 yılındaki Karabağ Savaşı sebebiyle kapalı durumdadır. Son dönemde Alican Kapısı’nın yakın zamanda açılacağı yönünde çeşitli söylentiler dolaşmaktadır.
Ermenistan ile Nahçıvan’ın toplam nüfusu yaklaşık 3,5 milyon olup, bu rakam Bursa ilimizin nüfusuna denk gelmektedir. Bu iki bölgenin toplam yüzölçümü ise bir Konya ilimizi bile karşılamamaktadır. Ayrıca bu ülkelerde sanayi gelişmediği gibi zengin doğal kaynaklar da bulunmamaktadır.

Buna karşın İran; yüzölçümü bakımından Türkiye’nin iki katı büyüklüğünde, Ortadoğu’nun en geniş topraklara sahip devletidir. Nüfus olarak da Türkiye’den fazladır. Dünya enerji rezervleri açısından petrol üretiminde üçüncü, doğalgazda ise ikinci sıradadır. Haritası cetvelle çizilmemiş, köklü devlet geleneğine sahip kadim bir ulustur. Türkiye ile birlikte bölgenin iki büyük gücünden biridir. Türkiye-İran sınırı 534 kilometre olup Iğdır, Ağrı, Van ve Hakkâri illerini kapsar. Sekiz komşumuz arasında yüzölçümü en geniş olan ülkedir.
1638 tarihli Kasr-ı Şirin Antlaşması’ndan bu yana İran’la ciddi bir sınır problemimiz bulunmamaktadır. Türkler Anadolu’ya İran üzerinden gelmiş, İran coğrafyasında 10 Türk devleti kurulmuş ve bölgede 1000 yıl hâkimiyet sürülmüştür. Bugün de Türkiye’den sonra en çok Türk nüfusunun yaşadığı ülke İran’dır. Hatta İstanbul’dan sonra en kalabalık Türk şehri Tahran’dır ve bu şehri kuranlar da Türklerdir.

Ağrı, Van ve Hakkâri’de İran’a açılan sınır kapıları varken Iğdır’da olmaması düşündürücüdür. Borualan Sınır Kapısı’nın açılmamasına İran’ın gerekçe olarak sunduğu güvenlik meselesi ise inandırıcı değildir. Diğer illerde sağlanan güvenliğin Iğdır’da sağlanamaması kabul edilebilir bir durum değildir. Elbette Ermenistan sınırındaki Alican Kapısı açılmalıdır. Nahçıvan ile kapı zaten açıktır. Ancak bu iki kapının Iğdır’a sağlayacağı katkı, İran sınır kapısının açılmasıyla oluşacak potansiyel kadar büyük olmayacaktır. İran’da 42 milyon soydaşımız yaşamaktadır. Bu büyük kitleyle kültürel iletişim kurmak, ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmek Iğdır’ın en doğal hakkıdır.
Iğdır’ın gelişmesi için iki temel adımın atılması gerekmektedir:
Birincisi; İran gibi bölgenin en etkili devletlerinden biriyle Borualan Sınır Kapısı mutlaka açılmalıdır.
İkincisi; zirvesi de dâhil yüzde 65’ine sahip olduğumuz Ağrı Dağı’ndan Iğdırlılar yeterince yararlanamamaktadır. Bu devasa doğal miras, turizme kazandırılmalı; teleferik sistemi kurulmalı, turistik tesisler yapılmalı, doğa ve dağ sporlarına açılmalıdır. Böylece çok sayıda Iğdırlı için yeni iş imkânları doğar, Iğdır bölgenin parlayan yıldızı haline gelir.
Devlet büyüklerimizden beklentimiz; İran Borualan ve Ermenistan Alican sınır kapılarının açılması, özel ve kamu yatırımları ile Ağrı Dağı’nın turizme kazandırılması, Iğdır’ın en önemli sorunlarından olan hava kirliliği ve sağlık problemlerinin ise en kısa sürede çözüme kavuşturulmasıdır.
Iğdır, bu vizyoner adımları fazlasıyla hak eden bir şehir olarak geleceğe umutla bakmaktadır.
Yorumlar
Kalan Karakter: