Iğdır’ın dışında yaşayan bir Iğdırlı sevdalısı olarak memleketimle bağımı hiçbir zaman koparmadım. Gönüllü bir Iğdır diasporası mensubu gibi her zaman çalıştım, gayret ettim ve gittiğim her yerde Iğdır’a hizmet etmeye çalıştım. Üç devlete sınır olan Iğdır’ın bugün sadece bir sınır kapısının açık olması ise üzerinde düşünmemiz gereken önemli bir konudur.
Bir serhat şehri olarak Iğdır, tarih boyunca çok acı ve badireler atlatmış bir şehir. Yüzölçümünün %26’sı ova, %74’ü dağlık alanlardan oluşur. Halkın en büyük geçim kaynağı ise tarım ve hayvancılıktır. Peki Iğdır, sahip olduğu büyük potansiyelleri nasıl kullanabilir ve hak ettiği yere nasıl gelir? İşte bu soruya dair düşüncelerim:
1. Iğdır her ne kadar ova olarak bilinse de topraklarının yalnızca %26’sı ovalıktır. Bu nedenle sulak ve verimli alanların yerleşim için kullanılmaması gerekir.
2. Hem verimli toprakların korunması hem de deprem riski, hava kirliliği ve altyapı sorunlarının çözümü için yapılaşma güneydeki dağlık alanlara kaydırılmalıdır.
3. Hayvancılık Iğdır’ın en önemli gelir kaynaklarından biridir; küçükbaş hayvancılıkta ilk 10 il arasındadır.
4. Ancak hayvancılığın en büyük sorunu otlak, mera ve yayla meselesidir. Bu sorunlar acilen çözülmelidir.
5. Mera, kıre ve yaylaların ulaşım ve su sorunları giderilmelidir.
6. Iğdır, ponza taşı ve kaya tuzu gibi önemli madenlere sahiptir. Bu kaynakların değerlendirilmesi için ciddi projeler geliştirilmelidir.
7. Ağrı Dağı’nın zirvesi de dâhil olmak üzere %65’i Iğdır sınırları içindedir; ne yazık ki bundan yeterince yararlanamamaktayız.
8. Ağrı Dağı turizm, dağcılık, spor, yaylacılık ve hayvancılık açısından değerlendirilmelidir.
9. Üç devlete sınırı olan Iğdır’da yalnızca Nahçivan Dilucu Sınır Kapısı açıktır. Nahçivan’ın Azerbaycan’la kara bağlantısı olmadığı düşünüldüğünde bu kapının önemi büyüktür.
10. İran ile olan Borualan Sınır Kapısı mutlaka açılmalıdır. İran’ın 100 milyona yaklaşan nüfusu, bu kapının ekonomik önemini artırmaktadır.
11. Türkiye–Ermenistan arasındaki Alican Sınır Kapısı da açılmalıdır.
12. Ermenistan ile ticaret Gürcistan ve İran üzerinden yapılmakta olup Iğdır bu ticaretten hiçbir pay alamamaktadır. Oysa Erivan başta olmak üzere Ermenistan’ın %70’i Iğdır sınırına yakın yaşamaktadır.
13. Iğdır’ın en büyük ilçesi olan Tuzluca; 81 köyü, endemik bitkileri, balı, yaylası ve doğal güzellikleriyle hak ettiği yerde değildir.
14. Iğdır geçmişte pirinç, pamuk ve şeker pancarı üretiminden gelir elde eden bir şehirdi. Bu ürünlerin yeniden işlenmesiyle sanayi gelişir, istihdam artar, Iğdır bir tekstil merkezi hâline gelebilir.
15. Üç ülkeye sınır olan Iğdır Üniversitesi bölge ülkelerine hitap edecek bir yapıya kavuşturulmalıdır.
16. Iğdır’ın kronikleşmiş sorunu sağlıktır. Şehir hastanesi tam kapasiteyle çalışmalı, modern tıbbi cihazlar ve uzman personel eksiksiz sağlanmalıdır.
17. Iğdır, çevre il ve ilçelerle birlikte yaklaşık 500 bin kişiye hizmet vermektedir. Sağlık altyapısı güçlenirse komşu ülkelerden bile hasta gelir ve sağlık turizmi gelişir.
18. Türkiye’nin en çok hava kirliliği yaşayan illerinden biri olan Iğdır’da katı yakıt kullanımından vazgeçilip tüm şehre doğal gaz verilmelidir. Böylece köylerden kente göçün bir kısmı da engellenir.
19. Iğdır, orman varlığı açısından 81 il içinde en zayıf olanıdır. Hava kirliliği ve savunma açısından ağaçlandırmaya büyük önem verilmelidir.
20. Iğdır, 1927’de 36 bin nüfusa sahipken bugün 206 bine ulaşmıştır. Önümüzdeki 50–100 yılın şehir planlaması şimdiden yapılmalıdır.
21. Iğdır kayısısı tadı, kokusu ve aromasıyla bir markadır; fakat üretici yeterli kazanç sağlayamamaktadır.
22. Sofralık olarak tüketilen kayısının saklama süresi kısadır. Bu nedenle soğuk hava depoları yapılmalı; kuru kayısı, reçel, meyve suyu gibi ürünlerle çeşitlilik artırılmalıdır. Tanıtım ve festivallerle dünya markası hâline gelmelidir.
23. Tarım ve hayvancılık desteklenmeli; iş alanları ve sınır kapıları açılarak sermaye, beyin göçü ve kalifiye eleman kaybı engellenmelidir.
24. Iğdır, 1992’de il olduktan sonra yoğun göç almış ve nüfusunu 33 yılda üç kattan fazla artırmıştır.
25. Bir kent modern kent kültürüne sahip değilse yüksek binalar ve kalabalıklarla sadece büyük bir köy olur.
26. Bunun için devlet ve millet el ele vererek tarih, kültür, sanat, edebiyat, eğitim, ulaşım, sivil toplum, üniversite ve aydınların katkısıyla modern bir kent kültürü oluşturulmalıdır.
27. Ortak tarih ve kültürel miras korunmalı, aslına uygun şekilde restore edilerek halkın ve turizmin hizmetine açılmalıdır.
28. Iğdır, mikroklima iklimi ve verimli ovasıyla bölgenin Çukurovasıdır; tahıl, sebze ve meyve ambarıdır.
29. Bu potansiyelin değerlendirilebilmesi için ulaşım, pazarlama ve işleme tesisleri güçlendirilmelidir.
30. Avrupa ve Türkiye’de büyük bir Iğdır diasporası vardır. Bu potansiyel Iğdır’a çekilmeli, yatırım ve birliktelik sağlanmalıdır.
31. Modern kent kültürü için spor, sanat, müzik, tarih, tiyatro, müze ve sinema gibi etkinliklerin artması gerekir.
32. Bir şehri yaşanır kılan ortak değerler; eğitim, kültür, sanat ve aidiyet duygusudur.
33. Iğdır insanı, “ben” değil “biz” anlayışıyla hareket etmeli; birlik ve beraberlik ön planda olmalıdır.
34. Siyasi ve kısır çekişmelerden, din–mezhep–ırk temelli ayrışmalardan kaçınılmalıdır.
35. Iğdır’ın eğitim tarihinde önemli bir yere sahip olan Iğdır Lisesi, aynı adla ve aynı yerinde hizmet vermeye devam etmelidir.
Iğdır büyük potansiyellere sahip bir sınır şehri. Bu potansiyeli doğru planlama, birliktelik ve akılcı yatırımlarla değerlendirdiğimizde, Iğdır sadece bölgesine değil, Türkiye’ye değer katan bir merkez hâline gelebilir. Çünkü bir şehri geleceğe taşıyan en önemli güç, o şehrin insanlarının ortak bilinç ve ortak ideal etrafında birleşmesidir.
Yorumlar
Kalan Karakter: