Bu soruya her karşılaştığımda, zihnimde bir Anadolu kahvesinde yapılan hararetli bir tartışma canlanır. Masada oturanlardan biri, elindeki gazeteyi bırakıp şöyle der: “Ben derim ki çok okuyan bilir! Kitap, dergi, ansiklopedi… Ne ararsan var. Okumadan nasıl bileceksin?” Öteki ise sırtını sandalyeye yaslar ve bir tebessümle karşılık verir: “Sen kitaplarda yazanı bilirsin ama ben yerinde gördüm, yaşadım. Çok gezen bilir kardeşim!”
Peki haklı olan kim?
Aslında bu iki yaklaşım birbirini dışlamaz, aksine tamamlar. Kitaplar bize bilgi verir; tarihin tozlu sayfalarında dolaşır, filozofların düşüncelerine konuk oluruz. Bir coğrafyayı haritada öğrenebiliriz ama o coğrafyanın kokusunu, rüzgârını, insanını sadece oraya gidince tanırız.
Düşünün, Kapadokya’yı anlatan bir kitap okuyorsunuz. Peri bacalarının oluşumunu, Bizans döneminden kalma yer altı şehirlerini, bölgedeki volkanik hareketleri ayrıntısıyla öğrenebilirsiniz. Ama sabah gün doğumunda balonların gökyüzüne süzüldüğü o anı yaşamak, toprağın rengini gözlerinizle görmek, oradaki insanlarla sohbet etmek bambaşka bir şeydir. İşte “gezenin” bilgisi burada devreye girer — tecrübeye dayalı, dokunulmuş, hissedilmiş bilgi.
Tarihle uğraşan biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Tarihi kitaplardan öğrenmek çok kıymetlidir, ama o topraklara gitmeden, o mezar taşlarını yerinde okumadan, bir köy kahvesinde yaşlı bir amcadan dinlemeden, o bilgi hep eksik kalır.
Elbette okumak temel şarttır. Okumadan gezmek, sadece fotoğraf çekmekten ibarettir. Gezdiğiniz yerin arka planını, tarihini, kültürel dokusunu bilmeden yapılan geziler yüzeyseldir. Ama sadece okuyup hiç yola çıkmamak da bilginin hayatla bağını koparır.
Bu nedenle “çok okuyan mı çok bilir, çok gezen mi?” sorusunun cevabı bence şudur: En çok bilen, hem çok okuyup hem çok gezen kişidir. Bilgiyle yola çıkmak, yolda gördüklerinizi bilgiyle derinleştirmek… Asıl fark burada ortaya çıkar.
Sonuçta bir bilge, kitapların sessiz bilgeliğiyle yolların canlı hikâyelerini birleştirendir. Okuyalım… Ama ardından yola da çıkalım. Çünkü bazen bir taşın üzerindeki yosun, kitaplarda yazmayan bir tarihi anlatır.
Yorumlar
Kalan Karakter: