Ruslar dönem dönem nüfus sayımları yapıyorlardı. 1897 yılında Iğdır şehir merkezinin nüfusu 4.680 kişi idi. 1908 yılında ise Çarlık Rusya döneminde Sürmeli Sancağı’na bağlı 243 köyde toplam 95.915 kişi yaşıyordu. Kazım Karabekir Paşa, 28 Mayıs 1920’de Iğdır’a geldiğinde şehir merkezinde 400 ev bulunduğunu ifade eder. 14 Kasım 1920’de Iğdır, anavatan Türkiye topraklarına katıldı.
Cumhuriyet döneminde ilk nüfus sayımı 1927 yılında yapıldı. 1908’de 95.915 olan Iğdır nüfusu, aradan geçen 19 yılın ardından 60.169 kişi azalarak 35.746 kişiye düştü. Iğdır şehir merkezinin nüfusu da 3.716 kişiye gerilemişti. Üstelik bu rakamlara, Iğdır’ın Türkiye’ye katılmasıyla birlikte İrevan Türk Hanlığı, çevre iller ve Güney Azerbaycan’dan gelen göçmenler de dahildi.
Cumhuriyet döneminde Iğdır, önce Doğubeyazıt, ardından Ağrı ve Kars illerine bağlandı. 1992 yılında ise Kars’tan ayrılarak il merkezi oldu. Günümüzde Iğdır, merkez ilçe ile birlikte 4 ilçe, 3 belde ve 163 köye sahiptir.
Iğdır Merkez
Iğdır merkezde 37 mahalle, 3 belde ve 41 köy bulunmaktadır. 2024 itibarıyla merkez ilçenin nüfusu 152.454’tür. Bunun 104.222’si şehir merkezinde, 48.232’si ise belde ve köylerde yaşamaktadır. En büyük belde Halfeli (8.097), en küçük belde Hoşhaber (2.624), en büyük köy Aşağıerhacı (4.226), en küçük köy ise Örüşmüş (26 kişi) nüfusuyla dikkat çekmektedir.
1927’de 3.716 olan merkez nüfusu, geçen 98 yılda hızla artarak 104 bini aşmış ve yaklaşık 29 kat büyümüştür. Ancak Iğdır, 1960’tan itibaren yoğun göç vermeye başlamış, özellikle yurt dışına oranla en çok göç veren illerden biri olmuştur. 1980’lere kadar 25-30 bin nüfuslu küçük bir Anadolu kasabası olan Iğdır, 1992’de il olması ve Dilucu Sınır Kapısı’nın açılmasıyla birlikte hızla göç almış, şehrin fiziki, sosyal ve kültürel yapısı değişmiştir. Köylerden merkeze yoğun göç olması, kırsalda nüfusun azalmasına ve verimli Iğdır Ovası’nın betonlaşmasına yol açmıştır. 2024 yılında merkez ilçe nüfusu %1,39 oranında azalmış, 2.881 kişi eksilmiştir.
Tuzluca
Yüzölçümü ve köy sayısı bakımından Iğdır’ın en büyük ilçesi olan Tuzluca, ilin toplam alanının %35,4’ünü kaplar. 1908’de ilçede (o zamanki adıyla Kulp) 29.106 kişi yaşıyordu. 1927 sayımında nüfus 18.579 kişi azalarak 10.527’ye düştü. İlçe merkezinde ise sadece 1.114 kişi vardı.
Bugün Tuzluca’nın nüfusu 22.182’dir. Bunun 9.733’ü ilçe merkezinde, 12.449’u ise 81 köyde yaşamaktadır. İlin toplam 163 köyünün yarısından fazlası Tuzluca’ya bağlıdır. İlçede 5 mahalle ve 81 köy bulunmaktadır. En büyük köy Güllüce (980), en küçük köy ise Kayakışlak (14 kişi) nüfusuna sahiptir. 2024 yılında Tuzluca, %5,94 oranında nüfus kaybı yaşamış ve 1.402 kişi azalmıştır. Bu yönüyle en çok göç veren ve nüfusu en hızlı azalan ilçemizdir.
Karakoyunlu
1972’de belde, 1992’de ilçe statüsü kazanan Karakoyunlu’nun 2 mahallesi ve 19 köyü vardır. İlçenin toplam nüfusu 12.736’dır. Bunun 2.432’si ilçe merkezinde, 10.324’ü ise köylerde yaşamaktadır. 2024 yılında Karakoyunlu’nun nüfusu %2,90 oranında azalmış, 380 kişi eksilmiştir. Kırsal nüfusun en yoğun olduğu ilçemiz Karakoyunlu, tarih boyunca göç vermeye devam etmiştir.
Ermenistan nüfusunun %70’i Karakoyunlu’ya yakın bölgelerde yaşamaktadır. Başkent Erivan’a en yakın Türk köyü, Karakoyunlu’ya bağlı Koçkıran (Dize) köyüdür. Ayrıca Türkiye-Ermenistan sınırındaki Alican Sınır Kapısı ve köprüsü de ilçe sınırları içindedir. İlçenin en büyük köyü Mürşitali (1.620), en küçük köyü ise Orta Alican’dır (192 kişi).
Aralık
Eskiden Başköy Nahiyesi olarak bilinen Aralık, 1960’ta ilçe yapılmış ve adı değiştirilmiştir. Bugün 5 mahalle ve 22 köyü vardır. İlçenin toplam nüfusu 19.485’tir. Bunun 5.595’i ilçe merkezinde, 13.890’ı ise köylerde yaşamaktadır. 2024 yılında Aralık, %0,05 oranında nüfus kaybı yaşamış ve sadece 10 kişi azalmıştır.
Aralık, Türkiye’nin üç devletle (Ermenistan, Nahçivan ve İran) sınır olan tek ilçesidir. 1932’ye kadar Aralık ile Nahçivan arasında doğrudan sınır yoktu, arada İran toprakları bulunuyordu. Mustafa Kemal Atatürk’ün ileri görüşlülüğü sayesinde, İran’la yapılan sınır değişikliğiyle Türkiye, Nahçivan’la doğrudan komşu olmuştur. Böylece Aralık, “Türk Kapısı” adını almıştır. Kazım Karabekir Paşa ise burayı “Şark Kapısı” olarak tanımlamıştır.
1992’de Nahçivan’la Dilucu Sınır Kapısı açılmış, böylece Türk dünyasına kara yolu bağlantısı sağlanmıştır. Ancak İran ile Borualan Sınır Kapısı, 1985’te inşa edilmesine rağmen İran’ın engellemeleri nedeniyle hâlâ kapalıdır.
Aralık, Türk dünyasına açılan kapımız, güneşin ilk doğduğu şehir ve stratejik açıdan paha biçilmez bir ilçemizdir. Aynı zamanda Kurtuluş Savaşı yıllarında “Kaç Ha Kaç” olaylarında fedakârca mücadele eden yiğit insanların diyarıdır.
Sonuç
Iğdır, tarihi boyunca göçlere, işgallere ve demografik değişimlere sahne olmuş, stratejik konumuyla her zaman önemini korumuştur. Bugün 4 ilçesi, 3 beldesi ve 163 köyüyle sadece Doğu Anadolu’nun değil, Türk dünyasının da kilit kapılarından biridir. Yiğit, çalışkan ve vatansever insanlarıyla Iğdır, geçmişten geleceğe köprü olmayı sürdürecektir.
Yorumlar
Kalan Karakter: