Iğdır merkeze 29 Karakoyunlu ilçeye 14 km uzaklıkta eski adı Dize olan 1960 yılında değiştirilerek Koçkıran adını alan Ermeni mezalimine uğramış büyük bedeller ödemiş gazi bir köyümüzdür. Köyün adı, 1960 yılında Koçkıran olarak değiştirildi. Koçkıran ismi yörenin koç kültü ve efsanevi Koçkar Atadan gelmektedir. Eskiden Bekirhanlı köyü Koçkıran köyünün mezrası ilken 2005 yılında ayrılarak ayrı bir köy olmuştur.
Köyün kuzeyinde Ermenistan’la sınır çizen Aras nehri,köye kadar batı-doğu yönünde akarken köyü geçtikten sonra güneydoğuya yönelerek Dilucu dolaylarında Türkiye sınırlarına çıkar. Köy, Ermenistan sınırında, başkent İravan’a (Erivan) en yakın Türk yerleşim birimidir. 1920-1939 yılları arasında Sovyetler Birliği ile Türkiye arasında Alican sınır kapısı açıldı. O zaman Orta Alican köyü olmadığından İravan (Erivan) şehrine ve Ermenistan sınırına en yakın Türk yerleşim yeri, Koçkıran köyü idi. Bu yüzden sınır geçidi gümrük bu köyde bulunuyordu. Gümrük memuru Koçkıran köyünde ikamet ediyordu.
Iğdır İli Karakoyunlu ilçesinin 19 köyünden birisi olan Koçkıran (Dize) köyü 1826-1917 Çarlık Rus işgali döneminde bölgenin nüfus olarak en büyük köyü idi. 1886 Rus nüfus sayımında Koçkıran köyünde 1.329 Azerbaycan Türkü yalıyordu.
1917 yılında Çarlık Rusya’da Bolşevik ihtilali oldu. Ruslar bölgeden asker ve memurlarını çektiler. 1918 yılında Ermenistan devleti kuruldu. Iğdır’da bu devlete ait edilmiş gibi oldu. Iğdır,daha önce Revan Türk Hanlığına ait olup 89 yıl Rus işgalinden sonra Ermenistan sahiplenmeye başladı. Iğdır, ayrıca Misak-ı milli sınırında olmadığı halde Anavatan Türkiye’ye katılan bir vatan toprağıdır. Bölgede 10 bin Ermeni silahlı küvetlerinin yanında Anadolu Van, Muş, Adana gibi yerlerden Osmanlı güçlerinin önünden kaçan Katağan (Taşnak insan kasapları) gibi çeteler de vardı. Iğdır Alican köprüsü ve bölgenin Ermenistan’a yakın olması bu bölgeyi geçiş olarak kullanıyorlardı. Bölgede Ozanyan, Dro, Njdeh, Samson, Dikran, Obeyan Haçatur Ağa gibi insan kasapları denilen Taşnak elebaşıları vardı.
Osmanlı ordusu 1918 Mondros ateşkes antlaşmasıyla bölgeden çekildi. Yeni kurulan Azerbaycan Cumhuriyeti yeterli yardımı yapamadı. İran’daki Kaçar devletinin Rus, İngiliz, Fransız işgalı yaşanan derin yoksulluk ve açlık, Iğdır’ın Misak-ı milliye dahil edilmemesi, Iğdır yaşayan Türk ve Müslümanlarım Rus işgali döneminde askere ve memuriyete alınmaması, askerlik ve savaş usullerininden uzun süre ayrı kalmaları, yüzyıllarca beraber barış içinde yaşadıkları yerli Ermeni ve Ezidilerin ihaneti, Iğdır’ın dar bir havzada olması sebeplerinden dolayı sözde uygar dünyanın gözü önünde Iğdır bölgesinde insanlık tarihinin en büyük soykırım ve mezalimi 1918-1920 yıllarında yaşandı.
Bölgenin düz ve ovalık olması, oramanın olmaması, Güney Azerbaycan’a giden yolun Taşburun’da Ermeni güçleri tarafından tutulması yüzünden çevre köyler Koçkıran köyünde toplanıp Kerimbeyli, Ramazankent üzerinden Aralık (Başköy) üzerinden Güney Azerbaycan’a gidiyorlardı. Halk arasında bu olaya “Kaç Ha Kaç” deniliyordu. Ermeni güçleri ve Ermeni Taşnak çetelerinin baskınları sebebiyle gerek Aras nehrinin Kuzeyinden veya Koçkıran köyüne komşu 5-6 köyün ahalisi Koçkıran köyünde toplanmaya başladı. Bölgeni kendi toprağı olarak gören Ermeniler demografik yapıyı değiştirmek için Türk ve Müslüman ahaliye soykırım yapmaya başladılar.
Iğdır (Sürmeli), 1828-1917 yılları arasında Çarlık Rusya hakimiyeti altında İravan (Erivan) vilayetine bağlı bir sancak merkezi idi. 89 yıl böyle kaldı. Azerbaycan Türkleri askere ve memuriyete alınmadılar. Dolayısı ile askeri savaş ve usullerini bilmiyorlardı. Eğitim dili de değiştirilip kasıtlı eğitimde de geri bırakıldılar.1917 ihtilali ile Ruslar ellerindeki silahları Taşnak Ermeni çetelerine vererek bölgeden çekildiler. Bölgede Azerbaycan Türk’ü, Müslüman Kürt ve Ermeni yaşıyordu.Azerbaycan Türk’ü ve Müslüman Kürt oranı yüzde % 83 idi. Karakoyunlu ilçesi sınırında yalnızca Taşburun ve Mürşitali köylerinde Ermeni yaşıyordu. Mürşitali köyünde Azerbaycan Türk’ü ve Ermeni karma yaşıyordu. Koçkıran köyünde Azerbaycan Türkleri yaşıyordu.
Bölgeden Rusların çekilmesi ile 1918 yılında Ermenistan devleti kuruldu. Iğdır’da bu devlete ait edilmiş gibi oldu.Iğdır,daha önce Revan Türk Hanlığına ait olup 89 yıl Rus işgalinden sonra Ermenistan sahiplenmeye başladı. Iğdır, ayrıca Misak-ı milli sınırında olmadığı halde Anavatan Türkiye’ye katılan bir vatan toprağıdır. Bölgede 10 bin Ermeni silahlı küvetlerinin yanında Anadolu Van, Muş, Adana gibi yerlerden Osmanlı güçlerinin önünden kaçan Katağan (Taşnak insan kasapları) gibi çeteler de vardı. Iğdır Alican köprüsü ve bölgenin Ermenistan’a yakın olması bu bölgeyi geçiş olarak kullanıyorlardı. Bölgede Ozanyan, Dro, Njdeh, Samson, Dikran, Obeyan Haçatur Ağa gibi insan kasapları denilen Taşnak elebaşıları vardı.
Bu olaylarda kuşkusuz en çok ovadaki yerleşim yerleri ve Ermenistan’a yakın olan yerler daha çok nasibini aldı. Bunlardan birisi de Karakoyunlu ilçesine bağlı Revan şehrine en yakın Türk yerleşim yeri olan düz ovada kurulu Koçkıran (Dize) köyü idi. Bu köye yakın yerleşimler Kaçardoğanşalı, Bayatdoğanlalı, Gökçe’li, Şiraçı, Cennetebat köyleri idi. Bu 6 Azerbaycan Türk’ünün yaşadığı köyde 1886 Rus nüfus sayımına göre 4.222 kişi yaşıyordu. Koçkıran (Dize) köyü en çok nüfusa sahip 1.329 kişi ile birinci sıradaydı. Çevre köyler kaçarak Koçkıran (Dize) köyünde toplandılar. Ermenilerle çatışacak halk milisi ve silah güçleri sınırlıydı. Çoğu yaşlı kadın çocuk olan bu insanlara 1919 yılında Ermeni Taşnaklar büyük güçlerle saldırdı. Koçkıran köyündeki yetersiz halk milisleri bir yandan bunlarla çatışırken bir yandan da savunmasız sivil halkı Kerimbeyli ve Ramazankent köyleri istikametine kaçırmaya çalıştılar. Ermeni Taşnak çeteleri köyü ele geçirip sivil ahaliye soykırım uyguladılar.
Ele geçirdikleri çoğu çoluk, çocuk, kadın, yaşlı masum sivil vatandaşlarımızı cami avlusunda koyun gibi boğazlayıp her tarafı kan deryasına çevirdiler. Kurşun harcamamak içim bıçak, hançer kullanıp işgence ediyorlardı. Çevre köyler Koçkıran köyüne toplanmıştı Ermeni baskını yaşattıkları vahşetlerle korku yaymak, insanları göçe zorlamak istiyorlardı. Çocukları minareye çıkarıp yere atarken havada süngü ile tutuyorlardı. Minare insan kanından kırmızıya boyanmıştı. İnsanın yazmak istemediği türlü işkencelerden sonra kesip şehit ettikleri bedenleri camiye doldurup yaktılar. Yol, tarla ve arazide şehit edilenler, Aras nehrine atlayıp boğulanlar anlatılacak gibi değildi. Bu olayda benim de iki yakınım şehit edildi. Kerimbeyli köyünde mezarları bile yok. Stratejik öneminden dolayı Ermeniler Koçkıran köyüne saldırmaya başladılar. Bunlardan:
•19 Ağustos 1919 Dize Köyü etrafında 7 köyün toplandığı, Taşköprü Katliamı 400'den fazla silahsız insan öldürüldü.
19 Haziran 1920 Zengibasar (Dize Köyünün karşısı) Aras Nehrine atlayarak kurtulmaya çalışan 1500'den fazla sivil katledildi, suya atlayarak kurtulmaya çalışanların üzerine ateş açıldı.
•27 Haziran 1920 Hacıbayram ve Haberbeyli (Dize Köyünün karşısı) Köyleri yok edildi. 800'den fazla sivil öldürüldü.
•9 Temmuz 1920 Zengibasar-Karakoyun-Ramazankent arasında göç kafilesine top atışlarıyla yapılan saldırıda 1000'den fazla sivil öldürüldü.
Koçkıran köyü merkez olmak üzere Koçkıran’a komşu yerleşim yerlerine sistemli saldırı başladı. Bu saldırıda bölgede eli silah tutan bölge insanı ve Koçkıran köylüleri kıt imkanlarla ölümüne direniş gösteriyorlardı. Bu olaylarda binlerce savunmasız çoluk, çocuk, kadın, yaşlı insanımıza toplu soykırım yapıldı. Bu çatışmalarda şehit düşen Koçkıran köyünden bazılarının adları şunlardır:
.Şehit Meşhedi Halil Bey(Dize)
•Şehit Kerbelayı Sadık Bey(Dize)
.Şehit Hacı Esadullah Bey (Dize)
•Şehit Abdullah Bey (Dize)
Koçkıran köyümüz Ermenilerin yaşadığı Taşburun köyünden sonra Karakoyunlu ilçesinin nüfus olarak en büyük köyü idi. 1886 Rus nüfus sayımında köyde 1.329 Azerbaycan Türkü yaşıyordu. Yaşanan soykırım sonucu aradan geçen 49 yıl sonra Koçkıran köyünün nüfusu artış olmadığı gibi 566 kişi azalmıştır. Ermeniler Iğdır’da, Koçkıran (Dize), Oba, Hakmehmet, Gedikli (Tavusgün) gibi 21 yerleşim yerinde toplu soykırım yaptılar. Iğdır ili 81 ilimizin içinde 92 yıl süre ile en uzun süre işgal altında kalan ilimiz olup nüfusun büyük kısmını şehit veren en çok sivil kayıbı yaşadığımız vatan toprağıdır.
Bugün Koçkıran köyü Ermeni soykırımından sonra ikinci büyük kayıbı verdiği göç ile yaşamıştır. Bir zamanlar Karakoyunlu ilçesinde en büyük nüfusa sahip köyümüz iken şimdi bir zamanlar mezrası olan Bekirhanlı köyün altında nüfusu ile 8 sıraya düşmüştür. Şimdiki nüfusu 481 kişiye düşmüştür. Yine bir zamanlar Nahiye merkezi olan Koçkıran köyüne sınır Cennetebat köyü bir zamanlar mezrası olan Kerimbeyli köyünün nüfusunun altına düşerek nüfusu 13 sıraya inmiştir.
Başta Koçkıran köyümüz olmak üzere bu bölge çok önemli stratejik bir konuma sahiptir. Nahçivan, İran, Ermenistan’a giden yollar Karakoyunlu ilçesinden geçmektedir. Türkiye-Ermenistan sınır kapısı Alican sınır kapısı Karakoyunlu ilçesi Koçkıran köyüne yakın bulunmaktadır. Ermenistan nüfusunun % 70 yakını Koçkıran köyüne yakın olup Ermenistan’ın başkenti Erivan şehri Koçkıran köyüne en yakın Türk yerleşimidir.
Bu bölgenin çok önemli coğrafi ve stratejik konumlarından dolayı çok iyi sahip çıkılması lazım. Yaşanan göçü durdurmak hatta tersine çevirmek gerekir. Bu şehit ve gaziler diyarı vatan toprağına çok çok büyük bedeller ödedik. Tarih asla ve asla elveda demez ileride bir yerde görüşürüz der. Ata yurdumuz vatan toprağımıza sahip çıkıp asla ve asla satmayalım. Bu bölge çok önemli gelecekte çok önemli bir konuma gelecektir. Bizlere bu vatan toprağını bırakan bu toprağa düşmüş tüm şehitlerimizi rahmet ve saygı ile yad ediyorum. Ruhları şad mekanları cennet olsun. Şehit ve gaziler diyarı Koçkıran (Dize) köyündeki tüm kardeşlerimize de selam olsun.
Yorumlar
Kalan Karakter: