Her milletin tarihinde dönüm noktaları vardır; uğruna can verilen, nesillerin omuz omuza vererek yazdığı kutlu günler… Azerbaycan halkı için 28 Mayıs 1918 tarihi, işte böyle bir gündür. Bu tarih yalnızca bir cumhuriyetin ilanı değil, asırlardır zincire vurulmak istenen bir milletin, “Ben de varım!” diye haykırdığı andır.
Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin kuruluşu, sadece Azerbaycan Türklerinin değil, tüm Türk dünyasının kalbinde derin izler bırakan bir hadisedir. O gün kurulan meclis, sadece bir hükümet değil; hürriyetin, adaletin ve kardeşliğin simgesi olmuştur. Mehmet Emin Resulzade’nin o meşhur sözü, “Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez,” milletin ruhuna mühür gibi kazındı.
Düşünün ki, Çarlık Rusya’sının ardından gelen kargaşa döneminde, Kafkasya’nın bağrında Türk-İslam medeniyetini esas alan çağdaş bir cumhuriyet kuruldu. Hem de kadınlara seçme ve seçilme hakkı veren, meclis sistemiyle halk iradesini esas alan bir devlet… Bu sadece bir siyasal başarı değil, büyük bir medeniyetin yeniden dirilişidir.
Elbette bu kutlu yürüyüş kolay olmadı. İşgal, zulüm, sürgünler ve kanlı çarpışmalar… 1920’de süngülerle durdurulmaya çalışılan bu bağımsızlık rüyası, halkın yüreğinde sönmedi. Her evladın kalbinde taşıdığı hürriyet ateşi, yıllar sonra 1991’de yeniden alevlendi. Azerbaycan, Sovyetler’in çöküşüyle birlikte tekrar kendi kaderini tayin etti. Ve yine bayraklar yükseldi, dualar semaya karıştı, yürekler coştu.
Bugün 28 Mayıs’ı anarken yalnızca bir tarihin yıl dönümünü kutlamıyoruz. Aynı zamanda şehitlerimizin fedakârlığını, milletimizin azmini, geçmişin derin yaralarından doğan umutları yad ediyoruz. Bağımsızlık yalnızca siyasi bir statü değil; kültürün, dilin, inancın ve kimliğin özgürce yaşanmasıdır. İşte Azerbaycan bu anlamda bağımsızlığın hakkını veren, onu her alanda yücelten bir millet olmuştur.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Mehmet Emin Resulzade hakkında söylediği şu söz, iki kardeş milletin istiklâl yolunda birbirine ilham olduğunu açıkça ortaya koyar:
“Ben dünyaya senden üç sene önce göz açtım. Fakat tüm Türk âlemine Türk’ün istiklâl bayrağını ilk sen kaldırdın ve bu bayrak inmesin diye ben senden alarak Türkiye üzerinde dalgalandırdım. ‘İnmez’ demiştin bu bayrak; inmeyecektir!”
Tarihî Belge: Azerbaycan İstiklâl Bildirisi – 28 Mayıs 1918 (Özet)
“Bugünden itibaren Azerbaycan halkı, hâkimiyet hakkına sahip bir millet olarak Güney Kafkasya’nın sınırları dâhilinde bağımsız bir Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti kurmuştur.
Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti, tüm vatandaşlarına siyasal hak ve hürriyetleri teminat altına alır.
Bütün milletlerle barış ve dostluk esaslarına dayalı ilişkiler kurulacaktır.
Kadın-erkek eşitliği tanınacak, milliyet, din, mezhep ayrımı yapılmaksızın herkes eşit kabul edilecektir.
Meclis-i Mebusan en kısa sürede kurulacak ve halk iradesiyle idare tesis edilecektir.”
Bu bildirge, çağının çok ötesinde bir vizyona sahipti. Sadece Azerbaycan Türklerinin değil, tüm mazlum milletlerin kulağına özgürlük fısıldayan bir metindi.
Bu vesileyle, başta Mehmet Emin Resulzade olmak üzere Azerbaycan’ın bağımsızlığı uğruna mücadele eden tüm kahramanları rahmetle, minnetle anıyorum. Ve bir kez daha diyorum ki:
Yaşasın Azerbaycan! Yaşasın bağımsızlık! Yaşasın Türkiye-Azerbaycan kardeşliği!
Yorumlar
Kalan Karakter: