Türkiye–Azerbaycan ilişkilerinde ortak tarih ve kardeşlik vurgusu sıkça dile getirilir. Ancak bu kardeşliğin önündeki en büyük engellerden biri, uzun yıllardır kapalı olan Alican Sınır Kapısıdır. Türkiye ile Ermenistan arasındaki bu sınır hattında yer alan Alican Kapısı, yalnızca coğrafi değil, aynı zamanda siyasi ve sosyo-ekonomik bir sembol niteliği taşımaktadır.
Alican Kapısı, 1993 yılına kadar Türkiye ile Ermenistan arasında kullanılan bir geçiş noktasıydı. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Ermenistan’ın bağımsızlığını ilan etmesi, kısa süreliğine bu kapının iki taraf arasında bir “diyalog yolu” olabileceği beklentisini doğurdu. Ancak aynı yıl Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgali, özellikle de Karabağ meselesi, Türkiye’nin politik tutumunu belirledi. Türkiye, Azerbaycan’a destek amacıyla 1993’te Ermenistan ile olan sınırını kapattı ve Alican Kapısı işlevsiz hale geldi.
Aradan geçen otuz yılı aşkın sürede, kapının kapalı kalması yalnızca ikili ilişkilere değil, bölgesel ticaret ve işbirliği potansiyeline de darbe vurdu. Türkiye, Azerbaycan’ın hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak bu politikayı sürdürürken, 2020 Karabağ Zaferi ve sonrasındaki süreç yeni bir dönemin kapısını araladı. “Zengezur Koridoru” fikriyle birlikte, Türkiye’den Azerbaycan’a doğrudan kara ulaşımının sağlanması ihtimali yeniden gündeme geldi. Bu gelişmeler ışığında Alican Kapısı da bir gün tekrar açılabilir mi sorusu akademik ve siyasi tartışmalarda daha sık sorulmaya başladı.
Alican Kapısı bugün yalnızca kapalı bir gümrük kapısı değildir; aynı zamanda Türkiye’nin Azerbaycan ile dayanışmasının somut bir göstergesi, Ermenistan içinse çözümlenmemiş tarihsel sorunların sembolüdür. Kapının açılması, Güney Kafkasya’da barış ve işbirliği ortamının oluşmasına bağlıdır. Dolayısıyla, kapının yeniden işlev kazanması yalnızca Türkiye–Ermenistan ilişkilerini değil, Türkiye–Azerbaycan–Ermenistan üçgeninde istikrarı da derinden etkileyecektir.
Alican Kapısı’nın dünü, çatışma ve işgal politikalarının bölge halklarına nasıl engeller çıkardığını gösterirken; bugünü, çözüm ve barış arayışlarının önemini hatırlatmaktadır. Gelecekte bu kapının açılması, yalnızca sınırların değil, aynı zamanda kalplerin de yeniden birleşmesinin sembolü olabilir.
Yorumlar
Kalan Karakter: