Bir Azerbaycan Türkü: Firudin Bey Daryal’ın Destanı
Milletlerin tarihinde öyle kahramanlar vardır ki, sadece yaşadıkları döneme değil, gelecek nesillere de yol gösterirler. Azerbaycan ve Türkiye’nin kaderi ortak, sevinci ve kederi birdir. Bu kardeşliğin en canlı örneklerinden biri de Laçın doğumlu bir süvari komutanı olan Firudin Bey Daryal’dır.
1901 yılında Laçın’da dünyaya gelen Firudin Bey, Kazan’da aldığı askerî eğitimin ardından 1918’de kurulan Azerbaycan Cumhuriyeti’nin süvari alayında komutanlık yaptı. Karabağ’daki çetin savaşlarda görev alarak, Şuşa’nın Ermeni işgalinden kurtarılmasında büyük kahramanlıklar gösterdi.
28 Nisan 1920’de Azerbaycan’ın Bolşevikler tarafından işgal edilmesi üzerine, Şuşa’daki vilâyet binasında dalgalanan üç renkli Azerbaycan bayrağını ailesine emanet etti ve Gence isyanına katılmak üzere yola çıktı. Ancak isyanın bastırılmasının ardından Güney Azerbaycan’a geçti. Aras Nehri’ni takip ederek Türkiye’ye geçmek isteyen Firudin Bey, yanında bulunan ağır sahra toplarını da Türkiye’ye götürmeye çalıştı. Bunu başaramasa da topların çakmaklarını sökerek yanına almayı başardı.
Türkiye topraklarına ulaşan Firudin Bey ve askerleri, Ağaoğlu Ahmet Bey aracılığıyla Mustafa Kemal Paşa’ya haber iletti. Atatürk’ün emriyle, 56 subay ve 1200 askerden oluşan Azerbaycan süvari ve piyade birliği, Kâzım Karabekir Paşa komutasındaki Şark Ordusu’na katıldı.
BMM Zabıt Cerideleri’nden (8 Temmuz 1920):
İsmet İnönü, Meclis kürsüsünde şu bilgiyi vermiştir:
“Azerbaycan’dan gelen bir süvari ve piyade alayı ordumuzun emrine girmiştir. Bu kardeş kuvvet, Kâzım Karabekir Paşa’nın komutası altında hareket edecektir.”
Firudin Bey’in komutasındaki Azerbaycan birliği, 31 Temmuz 1920’de Hasankale’ye ulaştığında, yanlarında Türk ordusunun ihtiyacı olan o topların çakmaklarını da getirmişlerdi.
1920 sonbaharından 1921 başlarına kadar Doğu Anadolu’da büyük kahramanlıklar sergileyen Firudin Bey, Sarıkamış’ın, Kars’ın ve Gümrü’nün kurtarılmasında önemli rol oynadı. Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlanınca, Atatürk tarafından İstiklâl Madalyası ile ödüllendirildi. Cumhuriyetin ilanından sonra ise İstanbul’da askerî eğitimine devam etti.
Firudin Bey Daryal, 1925’te Şeyh Said isyanının bastırılmasında, 1926’da 1. Ağrı, 1927’de 2. Ağrı, 1930’da 3. Ağrı harekâtında ve 1937’de Seyid Rıza’nın başlattığı Tunceli isyanında görev aldı. Türk ordusunda albaylığa kadar yükselen ve at üzerinde bir efsaneye dönüşen bu Azerbaycan Türk süvarisi, 1989 yılında İstanbul’da hayata gözlerini yumdu.
Vefatından önce yakınlarına mezar taşına şu sözlerin yazılmasını vasiyet etti:
“Arkadaş: Başın taçlı, altın tahtlı dahi olsan; milletin, vatanın olmadan bedbahtsın!”
Bugün bizlere düşen, onun ve silah arkadaşlarının hatırasını yaşatmaktır. Çünkü Azerbaycan ve Türk milleti söz konusu vatan olduğunda bir millet, bir devlet olmuştur. Bizim için İzmir neyse, Bakü de odur. Gence neyse, Iğdır da odur. Karabağ neyse, Şırnak da odur.
1918’de Nuri Paşa komutasındaki Mehmetçik Azerbaycanlı kardeşlerinin yardımına koşmuştu. Yıllar sonra Firudin Bey Daryal’ın önderliğinde, Azerbaycan’ın kahraman evlatları da Anadolu’ya gelip Mehmetçik’le omuz omuza savaşarak bu kardeşlik borcunu ödediler.
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Unutmayalım: Kahramanlar ölmez, onların bıraktığı iz milletlerin kalbinde sonsuza kadar yaşar.
Yorumlar
Kalan Karakter: