Iğdır ili, Anadolu’nun Türk dünyasına açılan kapısı, üç devletle sınırı olan, mikro klima iklime sahip, çok bereketli topraklara sahip bir yerdir. Dünyaca meşhur Ağrı Dağı’nın zirvesi de dahil olmak üzere %65’i Iğdır iline aittir.
Nuh Tufanı sonucunda Ağrı Dağı’nda karaya oturan gemi, Hz. Nuh Peygamber ve mahiyeti ile Iğdır (Sürmeli) Ovası’na inmiş, buradan çoğalıp dünyaya yayılmışlardır. Bu durumda Iğdır, insanlığın ve canlı hayatın ikinci kez yaşam bulduğu yer olarak kabul edilir. Iğdır, 1828 Türkmençayı Antlaşması’yla Rusların stratejik öneminden dolayı Kaçar Devleti’ne bırakmadıkları Aras Nehri’nin kuzeyindeki tek yerdir. Iğdır, 92 yıl işgal, baskı ve tecrite rağmen milli ve manevi değerlerini kaybetmeyen, 81 il içerisinde en uzun işgal altında kalan ilimizdir. Iğdır, Misak-ı Milli’ye dahil olmadığı halde 10 bine yakın halk milisleri kurarak düşmana aman vermeyen, ilk Kuvayı Milliye ve silahlı direnişe geçen kadim Türk yurdu ve kahramanlar diyarıdır.
Iğdır, Batı Azerbaycan İrevan Hanlığı topraklarından Türk dünyasının elinde kalan tek yadigâr vatan toprağıdır. Iğdır’ın nüfusundan fazla Iğdırlı, çoğunlukla 1960’lardan başlayarak yurt içi ve yurt dışına göç etmiştir. İstanbul’da 100 binden fazla Iğdır insanı yaşamaktadır. 1927 nüfus sayımında 3716 kişinin yaşadığı, 400 evden oluşan küçük bir Anadolu kasabası olan Iğdır ili, geçen 98 yıl içinde nüfusunu 28 kat artırarak 104.222 kişiye ulaşmıştır. Iğdır merkez ilçe, belde ve köylerle birlikte nüfus 152.454 kişiye çıkmıştır. Ancak Iğdır ili genelinde nüfus %1,37 oranında azalmış, bir önceki yıla göre Iğdır nüfusu 2.881 kişi azalmıştır. 2024 yılı itibarıyla Iğdır nüfusu 206.857’dir.
Iğdır merkez ilçe dahil 4 ilçe, 3 belde ve 163 köy bulunmaktadır. Iğdır merkez ilçe dahil, Tuzluca, Karakoyunlu ve Aralık ilçelerinde 2024 yılında nüfusta bir düşüş görülmektedir. Bazı köylerde bu göç daha da fazla olmuştur. Bu kadar önemli bir coğrafi ve stratejik konuma sahip bir vatan toprağının nüfus kaybetmesi hiç de iyi değildir.
Iğdır, sahip olduğu çok önemli coğrafi ve stratejik konumu ve potansiyeli ile geleceğin parlayan yıldızı olacaktır. Iğdır, Aras Nehri’nin suladığı çok verimli topraklara sahiptir. Türkiye’nin şu anda tuz ihtiyacının %20’sini Iğdır ili karşılamaktadır. Tuzluca Tuz madenleri, Türkiye’ye 100 yıl yetecek tuz rezervine sahiptir. Sanayi ve birçok alanda kullanılan ponza taşı da Iğdır’da bolca bulunmaktadır. Iğdır, küçükbaş hayvancılıkta Türkiye’de 10. sıradadır. Iğdır, sahip olduğu verimli tarım alanlarıyla bölgenin Çukurova’sı olarak anılmakta, meyve-sebze ve tarım deposu konumundadır.
Iğdır, tarihi, doğası, damak zevkine hitap eden geleneksel yemekleri, Meşhur Tuzluca Balı, Iğdır Gökkuşağı Tepeleri, Koçbaşı mezarları, Iğdır İrem Bağları, Tuzluca Tuz Mağaraları, Iğdır Kervansarayı,
Iğdır Kalesi, Karakale Harabesi ve Hanı, Aslanlı Kulesi, Taş Binalar, Iğdır Soykırım Anıtı ve Müzesi, Karakoyunlu Kalesi, Balık Gölü, Aras Nehri, Tuz Terapi Merkezi, Kuş Cenneti, Yılkı Atları, dünyaca meşhur Ağrı Dağı, Iğdır şalak kayısısı, meteor çukuru, taş köftesi, Bozbaşı, Ölü ve Nevruz Bayramı, kosası, folkloru, müziği ve farklı kültürlerin harmanlandığı güzide bir vatan toprağıdır.
Iğdır, son günlerde spordaki başarıları, üniversitesi, havaalanı, yapılacak olan yeni adliye sarayı, 400 yataklı şehir hastanesi, Kars-Iğdır-Nahçivan demiryolu çalışmaları ve Zengezur Koridoru açıldığında hedeflenen projelerin tamamlanmasıyla tarım, ticaret, ekonomi ve turizmin cazibe merkezi olacaktır. 3 sınır kapısının faaliyete geçmesi, Türk dünyası ve Avrasya’ya kesintisiz kara ve demiryolu bağlantısının sağlanmasıyla birlikte Iğdır, ülkemizin ve bölgenin çok önemli bir lojistik üssü olacaktır.
Iğdır, bulunduğu çok önemli coğrafi konumu ve stratejik öneminden dolayı her zaman bir geçiş bölgesi olmuş, birçok kültür ve medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Iğdır, bu özelliklerinin avantajını yaşadığı gibi çok büyük bedeller de ödemiştir. Iğdır, yukarıda belirttiğimiz gibi en uzun süre işgal altında kalan ve en çok sivil kayıp verilen ilimizdir. Soğuk Savaş döneminde sınırların kapalı olması ve büyük şehirler ile pazarlara uzak kalması nedeniyle büyük zorluklar yaşamıştır. Ancak artık Iğdırlı için ak günler yakındır, kara günler geride kalacaktır. Sabırlı olup yakın geleceğe hazırlıklı olmalıyız. Topraklarımıza ve Iğdır’ımıza sahip çıkalım, topraklarımızı satıp göç etmeyelim. Güzel ve yaşanılır bir Iğdır dileğiyle…
Yorumlar
Kalan Karakter: