27 Eylül, Azerbaycan tarihinin altın harflerle yazıldığı bir günün yıl dönümüdür. Bu tarih, yalnızca bir savaşın başlangıcını değil; bir milletin asırlardır süregelen toprak ve hürriyet mücadelesinin en kutlu sayfalarından birini simgeler. 2020’de başlayan 44 günlük Vatan Muharebesi’nin ilk kıvılcımı bu gün atılmış, Azerbaycan ordusu Karabağ’da 30 yıla yakın süren işgale karşı destansı bir karşı taarruz başlatmıştır.
Her milletin tarihinde, halkın kader çizgisini değiştiren kırılma anları vardır. Azerbaycan için 27 Eylül böyle bir gündür. Ermeni işgali altında inleyen Karabağ’ın dağlarında, derelerinde, şehirlerinde Azerbaycanlıların kalbi yıllarca “bir gün geri döneceğiz” umuduyla çarptı. 27 Eylül 2020 sabahı, bu umut silahlardan yükselen seslerle bir azim ve irade manifestosuna dönüştü. Cepheye koşan kahraman askerlerimiz, “Şehit olursak vatana, gazi olursak yoldaşlarımıza” diyerek tarihin huzurunda yemini yerine getirdiler.
Bugün Karabağ’ın işgalden kurtarılmış topraklarında Azerbaycan bayrağı dalgalanıyorsa, bu zaferi kazandıran 3 bini aşkın şehidin ve binlerce gazinin fedakârlığı sayesindedir. Onlar yalnızca toprakları değil; bir milletin onurunu, kimliğini ve geleceğini savundular. Kanlarıyla yoğurdukları bu vatan toprağı, artık hem bizim hem de gelecek nesillerin en kutsal emanetidir.
Şehitlerimizi anmak sadece bir günün değil, bir ömrün borcudur. Onlar birer sayı değil, birer hikâyedir: Gence’den, Bakü’den, Nahçıvan’dan, Karabağ köylerinden cepheye giden gençler; kimi nişanlısını, kimi annesini, kimi daha yeni doğmuş çocuğunu geride bıraktı. Ama hepsinin ortak bir hayali vardı: Vatan toprağında özgürce ezan okunması, Azerbaycan bayrağının dalgalanması. Bugün o hayal gerçek oldu, Karabağ özgürdür.
27 Eylül, matemle gururun, acıyla umudun iç içe geçtiği bir tarihtir. Şehitlerimizin ruhuna dualar gönderirken, aynı zamanda bize bıraktıkları kutsal emaneti de hatırlamalıyız: Birlik, dayanışma ve vatan sevgisi… Onların hatırasına layık olmak, sadece sınırları değil, gönüllerimizi de korumakla mümkündür.
Unutulmamalıdır ki, şehitler ölmez, vatan bölünmez. Karabağ Azerbaycan’dır ve sonsuza kadar Azerbaycan olarak kalacaktır. 27 Eylül, işte bu hakikatin bir nişanesi, bir sembolüdür. Bu günü anarken, sadece geçmişe değil, geleceğe de bakmalı ve şehitlerimizin bize açtığı yolda yürümeliyiz.
Bugün Azerbaycan halkı ve Türk Dünyası, şehitlerin manevi huzurunda bir kez daha söz veriyor: Bu bayrağı yere düşürmeyeceğiz, bu vatanı sahipsiz bırakmayacağız. Çünkü onların uğruna can verdiği idealler bizim de ideallerimizdir.
Ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Ne mutlu Karabağ’ı özgür görebilen bir millete ve ne mutlu şehitlerinin aziz hatırasına sahip çıkan Azerbaycan’a…
Yorumlar
Kalan Karakter: