Araştırmacı yazar Rufat Gürel yazdı… Iğdır’da yetişen meyve ve sebzeler
Cennetten çıktığı söylenen Aras nehri sadece ayrılıkların, sınırın, ölümün ve göz yaşının sebebi değil, bereket ve bolluğunda sembolü olmuştur. Mikroklima iklime sahip, Aras Vadisi’nin ortasında bulunan Iğdır, sahip olduğu iklim ve coğrafi konumu ile yetiştirdiği sebze ve meyveleri kaysı bütün Türkiye ve yurt dışına diğer meyve ve sebzeleri Doğu Anadolu Bölgesine satıyor. Iğdır, bölgenin Çukurova’sı olup adeta meyve ve sebze ambarıdır. 1956 yılından sonra Devlet Su İşlerinin Iğdır’da sulama amaçlı yaptığı kanal ve drenajlarla tarımda verim ve çeşitlilik artmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında ulaşım ve yollar bu kadar işlek değilken Iğdır’da üretilen meyve ve sebzeler At, Eşek sırtında çevre illere götürülürdü.
Ağrı Dağının sönmüş volkanik bir dağ olması sebebiyle, Iğdır’da çok iyi üzüm yetiştiriliyordu. Iğdır ovasının üzümü ve dut ağaçları çok meşhurdu. Çok dut ağacı olduğunu için İpekböceği yetiştiriciliği çok yaygındı. Ovadaki köylerin üzümü bir başkaydı. Taşburun, Necefali, Kadıkışlak, Şiraçı ve nice köylerimizde çok üzüm bağları vardı. Şiraçı köyü üzümden şira yapıp sattıkları için Şiraçı adını almıştı. Ermeniler Şarap işi ile de uğraşıyorlardı. Küllük köyünün Elması, Kiti’nin Şeftalisi meşhurdu.Zaman içinde Dut ağaçları kesildi İpekböceği yetiştiriciliği yok oldu. Üzüm, Pamuk, Şekerpancarı ve Çeltik (Pirinç) Iğdır ovasında kayıp ettiğimiz değerler. Şimdi yeniden deneme ve üretme çalışmaları yapılıyor.
Iğdır’da Şalak, Ağ kaysı (Ağ erik), Teberze (Şekerpare), Çır Erik (Çır kaysı) gibi kaysı çeşitleri ile tadı, kokusu, rengi ve aroması ile bir markadır. Sezonunda diğer kaysılara göre daha pahalı Iğdır kaysısı diye satılır. Eskiden kuruturduk .Şalaklar çekirdeği çıkarılarak, Teberze ise çekirdeği ile kurutulur. Dama serilir, ondan çok iyi kaysafa pişirilirdi. Eskiler çok güzel yaparlardı. Bölgede evden eve bahçelerden geçilir. Evlerin önünde siyah veya beyaz dut ağacı olurdu. Bahçelerde Amasya, kepek elma , şeftali, armut, vişne ve kiraz da yetiştirilirdi. Bazı evlerde ceviz ağacı da vardı. Bazıları ticaret bazıları da kendi ihtiyaçları için yetiştirilirdi.
Bazı sebzeler bazı köylerde marka olmuştur. Örneğin Aralık ilçesi Aşağıtopraklı köyü (Alikızıl -Aşağı Alikızıl), Mürşitali köylerinin karpuzu, Melekli Beldesinin Şalak Kavunu, Karakoyunlu ilçesinin Salatalık ve domatesi meşhurdur. Hakveyis köyünün Soğanı, Alikamerli köyünün Beyaz kelam (Lahanası) isim yapmıştır.
Eskiden bostan ekilirdi. Bostanda çardak yapılıp birisi gece ve gündüz bostan bozumuna kadar bostan’a bekçilik yapar gözetirdi. Evlerde meyve ağaçlarına uzun zincire bağlı köpek bağlanırdı. Pamukların tumuna çüncüt (susam) , nohut, fasuliye, domates, kavun karpuz ekilirdi. Pamuk domatesinin hele alça domates ( çeri domates)’in tadı başkaydı. Karpuzların içinde sarı karpuz çok güzel idi. Bostandaki sarı karpuzun tadı bir başka olurdu. Karpuzlar ya ambarda yada çoğu samanlıkta saklanır uzun süre bozulmadan kalırdı. Şimamalar da un çuvalına konulurdu yetişip kızarsın diye. Bostan bozumuzdan sonra küçük çığıt karpuzlarla turşu yapılırdı. At arabasında daşkalarla karpuz ve üzüm satanlar olurdu. Çoğu buğda, arpa yumurta verip alışveriş yapılırdı. Bu satıcılardan çok hırsızlık yapılırdı. Bostanadan kavun karpuz çaldırdık. Tarlada ( çölde ) mal inek otlatan çocuklar hırsızlığa giderlerdi. Pamuk tarlalarından domates ,çüncüt, nohut, kavun karpuz çalınırdı. Bağlardan şeftali, elma, kaysı ve üzüm gibi meyve çalanlar genelde mahallenin küçük çocuklarıydı. Genelde herkes bir birini tanıyan çoğu akraba olduğu için hoş görülürdü.
Sonbaharda (Payız) iğde toplamaya giderdik. İğde çeşitleri Parmak, Patama, Fındık ve Çeper iğde çeşitleri vardı. En iyisi Parmak en kötüsü Çeper iğde idi. İğde den çay içilip hoşap yapılırdı. Kara patlıcan ( Patlıcan) reçeli Iğdır’a özgü bir markadır. Patlıcan reçeli bir başkadır. Bir başkadır benim memleketim. Memleketimin güzel insanlarına; selam, sevgi ve saygılarımı yolluyorum. Hoşça kalın, dostça kalın
Yorumlar
Kalan Karakter: