Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, tırnak yeme alışkanlığının yalnızca estetik bir sorun olmadığını, aynı zamanda diş minesini aşındırarak çatlatabildiğini, dişlerin orta hattını kaydırabildiğini ve hatta çene kemiğine zarar verebildiğini belirtti.
İHA'nın haberine göre Özkan'a göre bu alışkanlık, tüm yüz yapısını etkileyebilecek kalıcı hasarlara yol açabiliyor.
Diş Sağlığına Verilen Hasar
Prof. Dr. Özkan, tırnak yemenin dişlere verdiği zararı detaylandırdı. Sürekli travma ve baskı altında kalan diş minesi, zamanla mikroskobik olarak aşınıyor ve çatlıyor. Bu çatlaklar derinleştiğinde, alt tabakadaki daha yumuşak olan dentin açığa çıkıyor. Bu durum, diş aralıklarının oluşmasına, estetik görüntünün bozulmasına ve dişlerde hassasiyet ile çürük riskinin artmasına neden oluyor.
Türkiye'de Yaygın Bir Sorun
Dünya Sağlık Örgütü ve Türkiye Psikiyatri Derneği verilerine göre, Türkiye'de her 3 gençten 1'i tırnak yeme alışkanlığına sahip. Özellikle stresli dönemlerde bu oranların daha da arttığı gözlemleniyor.
Çene ve Yüz Yapısındaki Değişiklikler
Özkan, bilimsel çalışmaların tırnak yeme alışkanlığının dişlerin orta hattında kayma ve kapanış bozukluklarına yol açtığını gösterdiğini vurguladı. Bu durum, yüz simetrisinde bozulmalara ve çene eklemi problemlerine zemin hazırlıyor. Sürekli alt çenenin öne doğru hareket etmesi, çene kaslarını ve çiğneme fonksiyonunu da olumsuz etkiliyor.
Diş Kaybına Kadar Gidebilir
Tırnak yemenin en endişe verici sonuçlarından biri, diş köklerinde erime (rezorpsiyon) oluşması. Bu erime, dişin çene kemiğindeki tutunma gücünü azaltıyor ve fark edilmediği takdirde diş kaybına yol açabiliyor. Bu hasar, genellikle röntgenle tespit edilse de, hastalar tarafından çoğu zaman fark edilmiyor.
Psikolojik Destek Şart
Prof. Dr. Özkan, tırnak yeme alışkanlığının psikiyatrik literatürde "vücut odaklı tekrarlayıcı davranış" olarak tanımlandığını ve stres, kaygı bozuklukları veya dikkat eksikliği ile yakından ilişkili olduğunu belirtti. Bu nedenle, tırnak yeme alışkanlığı tedavisinde yalnızca diş hekimi desteğinin yeterli olmadığını, psikiyatri desteğinin de sürece dâhil edilmesi gerektiğini vurguladı.
Özellikle büyüme çağındaki çocukların 6-12 yaş döneminde düzenli diş hekimi takibine girmesi, kalıcı hasarları önlemek için büyük önem taşıyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: