Dünyada yalnızca Van Gölü'nde yaşayan ve üreme dönemi geldiğinde suyun akışının tersine yüzerek tatlı sulara göç eden inci kefalinin, mayıs ayının gelişiyle birlikte engel tanımayan zorlu ve büyüleyici gece yolculuğu başladı.
Neslinin korunması amacıyla 15 Nisan ile 15 Temmuz tarihleri arasında avlanması yasak olan inci kefali, Van Gölü'nün tuzlu ve sodalı sularından çıkarak, göle dökülen 12 ayrı akarsuya yumurtalarını bırakmak için yaklaşık 15 gün önce başlattığı göçünü sürdürüyor. Önlerine çıkan barajları ve diğer engelleri adeta uçarcasına aşan inci kefalleri, bu görsel şöleni izlemek isteyenlere unutulmaz anlar yaşatırken, dere kenarlarına akın eden martılara da adeta bir ziyafet sunuyor. İnci kefalleri, yoğun olarak göç ettikleri yaklaşık 5 kilometre mesafedeki Erciş ilçesindeki Deli Çay'ın yanı sıra, 23 kilometre gibi uzun bir mesafeyi kat ederek Muradiye ilçesindeki balık bendine de ulaşıyor.
Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş: "İnci Kefali Zorlu Bir Fizyolojik Süreç Sonrası Göçe Başlıyor"
Üç ay boyunca inci kefalinin üreme yolculuğunu yakından takip eden Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, bu eşsiz göçün zorluklarını dile getirdi. "İnci kefalinin Van Gölü'nden akarsulara göçmesi hem fevkalade hem de zorlu bir yolculuk. Çünkü Van Gölü Karadeniz'den daha tuzlu, binde 21 tuzluluğa sahip. Akarsular ise tatlı su. Dolayısıyla balık gölden hemen akarsuya giremiyor. Yaklaşık 2 haftalık bir fizyolojik sürecini tamamlıyor ve daha sonra yavaş yavaş akarsulara girmeye başlıyor," dedi.
"İnci Kefalinin Yenemediği Tek Düşman İnsanoğlu"
Her bir inci kefalinin göç sürecinin yaklaşık 2 hafta sürdüğünü ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Akkuş, bu süre zarfında balıkların hiçbir şekilde yem almadığını vurguladı. "İki hafta boyunca balık hiçbir şekilde yem almıyor. 20 santimlik bir balık düşünelim, devasa kayaları aşıyor. Balık ortalama 20 santimetre ama 2-3 metrelik kayaları zıplayarak geçiyor. Akıntıya karşı, martılara karşı, yılanlara karşı büyük bir varoluş mücadelesi veriyor. İnci kefali bunların hepsini yeniyor fakat yenemediği tek bir düşman var, o da insanoğlu. İnci kefalinin bizim yardımımıza ihtiyacı var. Bunca zorluğu aşan inci kefalini kaçak avcılara yem etmememiz gerekiyor," şeklinde konuştu. Bu ifadeler, inci kefalinin korunmasının ve kaçak avcılığın önlenmesinin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Yorumlar
Kalan Karakter: