Araştırmacı yazar Rufat Gürel yazdı… Iğdır ili ve Ağrı Dağı.
Iğdır, Türkiye'nin doğusunda yer alan bir ildir ve Türkiye'nin Ermenistan ile olan sınırında bulunur. Iğdır, özellikle tarımıyla ve Ağrı Dağı'nın eteklerinde yer almasıyla bilinir. Ağrı Dağı, Türkiye'nin en yüksek dağıdır ve 5,137 metre yüksekliğindedir. Dağın zirvesi yıl boyunca karla kaplıdır ve dağın eteklerinde zengin bir biyolojik çeşitlilik bulunur.
Ağrı Dağı, iki il arasında paylaşılmaktadır: Iğdır ve Ağrı Dağın zirvesi, dahil % 65 hissesi Iğdır iline aittir. Iğdır iline ait güney kısmı canlı hayat, tarihi miras daha çoktur. Genel olarak, dağın doğu ve güneydoğu yamaçları Iğdır ilinde, batı ve kuzeybatı yamaçları ise Ağrı ilindedir. Bu dağılım, Ağrı Dağı'nın doğal ve coğrafi yapısının iki il arasında nasıl paylaşıldığını göstermektedir. Her iki il de Ağrı Dağı'nın turizm ve doğal kaynaklarından faydalanmaktadır.
Iğdır ili, M.Ö.4000 yıllarında, Ağrı Dağının Kuzey Yamacı Korhan Yaylasında kurulmuştur. 1664, 1840 yıllarında yaşanan büyük Ağrı depremi ile hayatta kalan Iğdır insanı ovaya inerek şimdiki Iğdır şehrini kurmuşlardır. Iğdır insanının yaklaşık 6000 yıllık tarihi mirası Ağrı Dağının bağrında olup gün ışığına çıkmayı beklemektedir. Ağrı Dağı, tarihi ve mitolojik önemiyle de dikkat çeker. Nuh'un Gemisi'nin Ağrı Dağı'na oturduğuna dair efsaneler, bu dağı önemli kılar. Aynı zamanda dağ, dağcılık ve doğa yürüyüşleri için popüler bir destinasyondur.
Iğdır ise, verimli toprakları ve iklimi sayesinde özellikle pamuk, şeker pancarı ve meyve yetiştiriciliği ile öne çıkar. Ayrıca, bölgenin zengin kültürel ve tarihi mirası da ziyaretçilerin ilgisini çeker.
Ağrı Dağı ve çevresi, zengin otlaklar ve geniş meralar nedeniyle hayvancılık için önemli bir bölgedir. Bölgede yapılan hayvancılık faaliyetleri, ekonomik olarak önemli bir yer tutar ve yerel halkın geçim kaynağının büyük bir kısmını oluşturur. Yaylacılık, bölgedeki hayvancılık faaliyetlerinin önemli bir parçasıdır. Yaz aylarında hayvanlar, daha serin ve verimli yaylalara çıkarılır. Bu yaylalarda otlayan hayvanlar, daha iyi beslenir ve ürün verimleri artar. Yaylacılık geleneği, aynı zamanda kültürel bir miras olarak da önem taşır. Ağrı Dağı'nın eteklerindeki zengin flora, arıcılık için de elverişlidir. Bölgede üretilen bal, yüksek kaliteli olup, yerel ve ulusal pazarlarda talep görür.
Ağrı Dağı ve çevresi, hem doğal güzellikleri hem de hayvancılık faaliyetleri ile dikkat çeken bir bölgedir. Yerel halkın geçim kaynağı olan hayvancılık, bölgenin ekonomik ve kültürel yapısının temel unsurlarından biridir.
Ağrı Dağı Milli Parkı, Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı'nı ve çevresindeki doğal alanları kapsayan bir milli parktır. Milli park, 2004 yılında kurulmuş olup, doğa severler, dağcılar ve tarih meraklıları için önemli bir destinasyondur.
Milli parkın özellikleri ve sundukları şunlardır:
1. Dağcılık ve Tırmanış: Ağrı Dağı, özellikle profesyonel dağcılar için zorlu ve popüler bir tırmanış noktasıdır. Zirveye çıkmak, ciddi bir hazırlık ve deneyim gerektirir.
2. Doğa Yürüyüşleri ve Trekking: Milli park, çeşitli yürüyüş rotaları ve trekking parkurları sunar. Dağın eteklerinde ve çevresinde yapılacak yürüyüşler, doğa tutkunları için eşsiz manzaralar ve deneyimler sunar.
3. Biyolojik Çeşitlilik: Park, zengin bir flora ve fauna çeşitliliğine ev sahipliği yapar. Endemik bitki türleri ve çeşitli hayvan türleri bu alanda bulunur.
4. Tarih ve Mitoloji: Ağrı Dağı, Nuh'un Gemisi efsanesi ile anılır ve bu dağa yönelik ilgiyi artırır. Bu efsane, Ağrı Dağı'nın kültürel ve tarihi önemini vurgular.
5. Fotoğrafçılık: Doğal güzellikler ve muhteşem manzaralar, fotoğrafçılar için ideal bir ortam sunar. Özellikle gün doğumu ve gün batımı manzaraları oldukça etkileyicidir.
Ağrı Dağı Milli Parkı, doğa ile iç içe bir deneyim arayanlar için Türkiye'nin en dikkat çekici bölgelerinden biridir.
Her ne kadar Ağrı dağının zirvesi dahil % 65’i Iğdır iline ait olsa da, Iğdır iline ait olan güney kısmında canlı hayat ve çeşitliliği çok bulunsa da, 6000 yıllık eski Iğdır şehri Ağrı Dağının bağrında bulunsa da, yıllkı atları, Derinlik ve büyüklük itibarıyla Alaska'daki Meteeor çukurundan sonra, Dünya'daki ikinci büyük meteor çukuru’nun Iğdır tarafında bulunması, sanayinin bir çok alanında kullanılan ponza taşı yataklarının bulunması, Büyüklüğü 88.015 hektar olan Mili Park, Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesi, Iğdır'ın Aralık ve Karakoyunlu ilçeleri sınırları içinde bulunmakta olup Türkiye’nin en büyük milli parkıdır. Büyük kısmı Iğdır iline aittir. Nuh tufanı sonucu Hz.Nuh ve yanındakiler Iğdır (Sürmeli Çukuruna) inip çoğalıp dünyaya yayılmışlar. İlhanlı, Akkoyunlu devletlerinin Yazlık Sarayı Ağrı Dağının Iğdır tarafında yer almaktadır. Kayı boyu Osmanlılar bir dönem Iğdır’da kalmışlar.
Iğdır Ağrı Dağının gölgesinde Ağrı Dağının göğsündeki elmas gerdanlık gibidir. Iğdır’ın neresine giderseniz gidin Ağrı Dağını o büyük ihtişamı ile görürsünüz. Ağrı Dağı Iğdır inanını Ermeni soykırımına uğrayıp tamamen yok olmaktan da kurtarmıştır. Peki bizler Iğdır ili olarak bundan iyi istifade edebiliyor muyuz? Tanıtımını iyi yapabilmiş miyiz? Maalesef buna evet demek mümkün değil. Ağır Dağı deyince Ağrı ili akla geliyor. % 65 hissesine sahip olduğumuz Ağrı Dağından hakkı ile yaralanamadığımız gibi tanıtımını da iyi yapamamışız. Güzel Iğdır’ımızın güzel insanlarına, efsanelere konu olan Ağrı Dağına selam olsun.
Yorumlar
Kalan Karakter: