Araştırmacı yazar Rufat Gürel yazdı… Iğdır hak ettiği yere nasıl gelir?
Iğdır coğrafi konumu, stratejik öneminden dolayı hep bir geçiş bölgesi olmuş, çok büyük siyasi ve sosyal değilimler geçirmiştir. Iğdır 93 yıllık süre ile en uzun işgal altında kalan ilimizdir. Dar bir havzada, büyük şehir ve merkezlere uzak, soydaşlarından tecrit bir zaman geçirmiştir.
14 Kasım 1920 yılında Ermeni işgalinden kurtarılıp, nahiye, ilçe il merkezi olmuş, 68 yıllık süre içinde 3 ayrı il merkezine bağlanmıştır. 3 devlete sınır olmasına rağmen bu konumunun avantajını yaşamamış, 70 yıl sınırları kapalı, dar bir havzada büyük şehir ve merkezlere uzak küçük bir Anadolu kasabası olmuştur. 1992 yılında Kars ilinden ayrılarak il merkezi olmuş, Nahçivan Dil Ucu sınır kapısı açılmıştır. Hazırlıksız olan Iğdır ili bu kaplıdan yeterli kazanım sağlayamamıştır. Iğdır yurt içi ve yurt dışına çok göç vermiştir. Hep Ağrı, Kars, Erzurum illerinin gölgesinde küçük bir sınır ili olmuştur. Iğdır’ın il olmasıyla il merkezi büyümüş, verimli tarım ovası ranta, betona kurban edilmiştir.
Iğdır 3 devlete sınır, Aras vadisinde verimli sulak toprakları olan, mikro klima iklim özelliğinden dolayı Türkiye’nin ikinci Çukurova’sı gibidir. Büyük hayvancılık potansiyeline sahip, doğası, turizmi, gelişmiş, kara, havayolu bağlantısı, ponza taşı ve kaya tuzu yataklarına sahiptir. Türkiye’nin en büyük milli parkı, kuş cenneti, dünyanın en büyük 2 meteor (Göktaşı) çukuruna sahiptir. Dünyaca meşhur Ağrı adağının zirvesi dahil % 65 hissesi Iğdır iline aittirler. Nuh tufanı sonucu insanlığın ve canlı hayatın ikinci yaşam bulduğu yerdir. Küçükbaş hayvancılıkta Türkiye’de ilk 10 arasındadır. Yüzlerce endemik bitki ve çiçekle Tuzluca balı bir markadır. 3539 km² ölçüme sahip olan Iğdır ilinde toprakların % 26'sı kadarı (922 km²) ova arazisi % 74’ü dağlık alandan oluşmaktadır.
Peki, bu kadar imkânlara sahip Iğdır ili bu potansiyelini yeterince değerlendirebiliyor mu? Hayırlı değerlendiremiyor. Ermenistan Alican kapısı ile İran Boralan kapıları açılmalı, Ağrı Dağı turizme, spora, doğa yürüyüşüne, avcılığa açılmalı, teleferik, konaklama yerleri açılmalı, yüzölçümümüzün % 74’ü dağlık, kire, mera, ulaşım, su, yaylacıların sorunlar giderilip küçükbaş hayvancılık teşvik edilmelidir. Yüzlerce endemik bitki ve çiçeğe sahibiz arıcılık geliştirilmeli, sanayiinin bir çok alanında kullanılan ponza taşı, Türkiye’nin yüzyıllık ihtiyacına denk tuz yatakları iyi değerlendirilmeli, tarımda sulama, bölünme sorunu çözülüp, çiftçi desteklenmeli, pazar, depolama sorunları çözülmelidir. Iğdır Nahçivan ve çevre il ve ilçelere hitap edecek hale getirilmeli, konaklama, büyük alışveriş, eğlence, sinema, tiyatro, müze gibi şehrin ufkunu değiştirecek atılımlar yapılmalıdır.
Iğdır’da Sağlık sorunu çözülmeli, bir Tıp fakültesi açılmalı, Iğdır sağlık turizmi, yüksek öğretimde çevre il ilçe ve komşu devletlere hitap eden bir yapıya kavuşturulmalıdır. Yılkı atları, kuş cenneti, tuz mağaraları, Ejder kervansarayı, Koç Başlı Mezar Taşları, Karakale harabesi, Şehit Türkler Anıtı müzesi, Ağrı Dağı Milli Parkı, Tuzluca Gökkuşağı Tepeleri, İrem Bağları, Balıklı Göl, Tuz Mağaraları, Meteor Çukuru gibi Iğdır’da tarihi ve turistik yer bulunmaktadır. Iğdır insana büyük bir damak zevki yaratan yiyecek ve içereceklere sahiptir.
Iğdır orman bakımından en fakir ilimiz. Iğdır’da ağaç dikimi teşvik edilmeli, şehir ovadan kuzeye doğru kaydırılıp, hem verimli tarım alanları kurtarılmalı, hem hava kirliliği, alt yapı sorunları çözülüp estetik bir yapıya kavuşturmalı, Iğdır’da sanata, kültüre, şiire, edebiyata, sineme, spora, el sanatlarına önmem verip Iğdır büyük köy olmaktan kurtarılmalı, insanların bilgi ve kültürü artırılıp, aidiyet duygusu geliştirmelidir.
İşin özü Iğdır tarım, hayvancılık, turizmi, sağlık, eğitim konusunda büyük potansiyeli var. Zaten küçük iliz onunda % 24’ü ova bu ovayı iyi kullanıp ranta, betona ve yerleşime açmayalım, % 76 dağlık alanlarımızı iyi kullanamıyoruz, burayı hayvancılık, turizmi, doğa sporları ve arıcılıkta daha iyi değerlendirebiliriz. Iğdır çevrede yakın komşu ilçeler, Nahçivan ile yaklaşık bir milyon insana hitap ediyor. Iğdır Üniversitesi, kara ve hava ulaşımı, açılıp geliştirilecek sağlık ve eğitim kurumları ile komşu ülkeler için çekim merkezi olabilir. İranlı turistleri Van iline çeken şartları Iğdır’da kurabiliriz, gelen turistler Iğdır’da kalıcı olur, geçiş yapmaz. Sınır kapılarının diğer ikisi de mutlaka açılmalı, Iğdır’da göç tersine çevrilip durdurulmalıdır.
Yorumlar
Kalan Karakter: