Mikroplastikler Kalp ve Damar Sağlığını Tehdit Ediyor: Uzmanlardan Önemli Uyarılar

Medical Park Bahçelievler Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Doğaç Okşen, çapı 5 milimetreden küçük olan mikroplastiklerin sadece çevreye değil, aynı zamanda insan sağlığına, özellikle de kalp ve damar sağlığına ciddi zararlar verdiğini belirtti.

İHA'nın haberine göre Okşen, mikroplastiklerin kalp dokusu ve damar plaklarında birikebildiğini ve kalp krizi ile inme riskini artırdığını vurguladı.

Mikroplastiklerin Vücuda Giriş Yolları

Mikroplastiklerin plastik şişe, naylon poşet, sentetik giysiler ve kozmetik ürünler gibi birçok kaynaktan geldiğini belirten Dr. Okşen, bu maddelerin boyutlarının 1 mikrometre ile 5 milimetre arasında değiştiğini söyledi. Mikroplastiklerin vücuda sindirim, solunum ve deri yoluyla girdiğini, hatta anneden bebeğe plasenta yoluyla bile geçebildiğini ifade etti. Yapılan son biyolojik analizlerde, mikroplastiklerin kan plazması, damar plakları ve kalp dokusunda tespit edildiği de belirtildi.

Kalp ve Damar Sağlığına Etkileri

Dr. Okşen, mikroplastiklerin özellikle nano boyutlu parçalarının damar duvarlarına yerleşerek kronik iltihaplanma ve oksidatif stres yoluyla kalp krizi ve inme riskini yükselttiğini açıkladı. ACC.25 Amerikan Kardiyoloji Koleji Kongresi'nde sunulan bir çalışmaya göre, damar plaklarında mikroplastik tespit edilen hastalarda, üç yıl içinde kalp krizi, inme veya ölüm riskinin 4,5 kat arttığı gözlemlendi.

Bireysel ve Toplumsal Önlemler

Dr. Okşen, bu tehditlere karşı alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı:

• Tek kullanımlık plastiklerden kaçının.

• Yiyecekleri plastik kaplarda ısıtmayın.

• Cam şişe veya filtrelenmiş musluk suyu tercih edin.

• Sentetik tekstiller yerine doğal liflerden yapılmış kıyafetleri tercih edin.

• Güvenilir kaynaklardan balık ve deniz ürünleri temin edin.

Ayrıca toplumsal düzeyde de düzenlemeler yapılması gerektiğini vurgulayan Okşen, mikroplastik içeren kozmetik ürünlerin yasaklanması ve plastik üretimi ile geri dönüşüm süreçlerinde daha sıkı kuralların getirilmesi gerektiğini söyledi. Kalp ve çevre sağlığının artık birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini belirterek, bu durumun hem bireysel alışkanlıkları hem de toplumsal politikaları gözden geçirmeyi zorunlu kıldığını ifade etti.