Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Belma Doğan Güngen, mevsim geçişlerindeki ışık ve sıcaklık değişimlerinin biyolojik saati (sirkadiyen ritim) bozarak uykusuzluğa ve bağışıklık düşüklüğüne yol açabileceği konusunda uyardı.
Mevsim dönüşümlerinde yaşanan ani sıcaklık değişimleri ile ışık ve karanlık döngüsündeki farklılıklar, vücudun biyolojik ritmi üzerinde doğrudan baskı oluşturarak uykusuzluk şikâyetlerini artırıyor. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Belma Doğan Güngen, rüzgâr ve nem gibi atmosferik değişimlerin vücutta fiziksel stres yarattığını vurgulayarak, bu durumun uyku ve stresi yöneten melatonin ile kortizol hormonlarının dengesini bozduğunu belirtiyor. Vücudun biyolojik saati olan sirkadiyen ritmin ışığa karşı son derece duyarlı olması nedeniyle, gün ışığı süresindeki değişimler uyku-uyanıklık sinyallerinde ciddi sapmalara yol açarak günlük yaşam kalitesini düşürüyor.
Kaliteli bir uyku süreci, sadece dinlenmek anlamına gelmeyip aynı zamanda beyindeki metabolik atıkların temizlenmesi, hafızanın güçlenmesi ve bağışıklık sisteminin onarılması için hayati bir önem taşıyor. Eğer yeterli ve derin bir uyku sağlanamazsa vücut direnci hızla düşerken, yorgunluk, halsizlik, odaklanma sorunları ve ruhsal dalgalanmalar gibi semptomlar kaçınılmaz hale geliyor. Uzmanlar, özellikle mevsimsel uykusuzluğun kronikleşmemesi için uyku hijyeni kurallarına sıkı sıkıya bağlı kalınması gerektiğini ifade ediyor.
İHA'nın haberine göre sağlıklı bir uyku düzenini yeniden inşa etmek adına her gün aynı saatte yatıp kalkma disiplini edinmek en temel adım olarak öne çıkıyor. Akşam saatlerinde, özellikle saat beşten sonra çay, kahve ve çikolata gibi kafein içeren uyarıcılardan kaçınmak uykuya geçişi kolaylaştırıyor. Bununla birlikte, yatak odasından elektronik cihazların uzaklaştırılması ve yatmadan en az bir saat önce mavi ışık maruziyetinin kesilmesi, melatonin üretiminin baskılanmasını engelliyor. Akşam yenilen ağır yemekler, alkol ve sigara tüketimi de derin uyku evresine geçişi zorlaştıran temel faktörler arasında yer alıyor.
Özellikle melatonin hormonunun en yoğun salgılandığı gece yarısı ile saat üç arasındaki zaman diliminin uykuda geçirilmesi, hücre yenilenmesi ve hormonal denge için kritik bir rol oynuyor. Tüm bu önlemlere ve uyku hijyeni uygulamalarına rağmen uyku sorunları devam ediyorsa, günlük performansın düşmemesi ve genel sağlığın korunması adına vakit kaybetmeden bir nöroloji uzmanına başvurulması öneriliyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: