Menajer Ayşe Barım hakkında, Gezi Parkı olayları sırasında sanatçıları eylemlere katılmaları yönünde teşvik ettiği ve olayların planlayıcılarından olduğu iddiasıyla yürütülen soruşturma tamamlandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Barım'ın "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüse yardım etme" suçundan 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
İddianamede, şüpheli Ayşe Barım'ın Gezi Parkı ana davasının kilit isimlerinden olan hükümlü ve firari sanıklar Mehmet Ali Alabora, Çiğdem Mater Utku ve Mehmet Osman Kavala ile Gezi eylemlerinin yaşandığı süreç ve sonrasında iletişimde bulunduğu belirtildi.
İddianamede 68 Oyuncunun İsmi Yer Aldı
"Id İletişim Danışmanlık Anonim Şirketi" bünyesinde bulunan ve aralarında Halit Ergenç, Hande Erçel, Merve Dizdar, Nejat İşler ve Serenay Sarıkaya gibi tanınmış isimlerin de yer aldığı toplam 68 oyuncunun isimleri iddianamede sıralandı. İddianamede, bazı oyuncuların Gezi olaylarıyla ilgili sosyal medya paylaşımları olmamasına rağmen eylemlere katıldıklarına dair internette çok sayıda görsel bulunduğu tespitine yer verildi ve bu görüntülere de iddianamede yer verildiği belirtildi. Ayrıca, şüpheli Barım'ın şirkete bağlı sanatçılarla Gezi olaylarının başlangıç tarihleri olan 29 Mayıs 2013 ile 2 Haziran 2013 arasındaki iletişim kayıtları da iddianamede yer aldı.
"Sanatçıları Yönlendirerek Kitleleri Peşine Sürükleme Potansiyellerini Kullandı" İddiası
İddianamede, Gezi Parkı eylemlerinin kendiliğinden gelişmediği, organize ve planlı bir şekilde yürütüldüğü öne sürüldü. Şüpheli Barım'ın, halkın sempati duyduğu ve kitleleri peşine sürükleme potansiyeli yüksek olan sanatçı ve oyuncular adına sosyal medyada ve sahada aktif rol alarak planlama, organizasyon ve yönlendirme faaliyetlerinde bulunduğu iddia edildi. Barım'ın, Gezi Parkı ana davasının aktörleriyle olayların hazırlık ve başlangıç sürecinde sık ve sistemli bir şekilde irtibat kurduğu kaydedildi.
Tanık İfadeleri ve Sosyal Medya Kampanyaları
İddianamede, oyuncu Metin Yıldız'ın bilgi sahibi sıfatıyla verdiği ifadede, Barım'ın sanatçılar üzerinde hegemonya kurduğunu belirttiği aktarıldı. Ayrıca, Barım'ın şirketine bağlı oyuncuların, Gezi Parkı sürecinde etkili olan #direngeziparkı ve #occupyturkey gibi etiketlerin paylaşımlarında yer aldığı gibi, Türkiye'deki orman yangınları ve deprem felaketlerinden sonra başlatılan #HelpTurkey kampanyasına da sistemsel olarak katıldıkları iddia edildi. Bu durumun, sanatçıların Barım'ın etkisi altında kalarak gerçekleştirdikleri öne sürüldü. Gazeteci Enver Aysever'in de benzer yönde beyanlarda bulunduğu belirtildi.
"Oyuncular Şüpheliyi Kayırma Amacıyla Kaçamaklı Cevaplar Verdi" İddiası
İddianamede, tanık sıfatıyla ifade veren oyuncuların kendi iradeleriyle eylemlere katıldıklarını beyan etmelerine rağmen, eylemlerin başladığı dönemdeki yoğun iletişimlerinin içeriğini hayatın olağan akışına uygun olarak açıklayamadıkları belirtildi. Ayrıca, oyuncuların, eylemlerin yoğunlaştığı dönemde şüphelinin Gezi Parkı'nda kendileriyle bulunmasına rağmen kaçamaklı cevaplar vererek şüpheliyi kayırma amacı güttükleri iddia edildi.
Alabora ve Kavala ile Yoğun İrtibat
İddianamede, şüpheli Barım'ın Gezi Parkı eylemleriyle ilgili toplumsal ve küresel algı oluşturulması amacıyla film, belgesel ve video çekimleri yapılmasını sağladığı aktarıldı. Barım'ın, Gezi Parkı öncesinde hiçbir irtibatı olmamasına rağmen, Gezi Parkı döneminde firari sanık Mehmet Ali Alabora ile 3 kez, hükümlü Mehmet Osman Kavala ile 39 kez ve hükümlü Çiğdem Mater Utku ile 14 kez iletişim kurduğu tespit edildiği kaydedildi.
Hazırlanan iddianame, Ayşe Barım'ın yargılanmasının önünü açarken, iddianamede adı geçen oyuncuların hukuki süreçte nasıl bir rol üstleneceği ise merak konusu oldu.
Yorumlar
Kalan Karakter: