Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Umut Mert Aksoy, kış aylarında günlerin kısalması ve güneş ışığının azalmasıyla ortaya çıkan yorgunluk, isteksizlik ve aşırı uyku halinin "Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu" veya bilinen adıyla kış depresyonunun habercisi olabileceğini belirtti. Prof. Dr. Aksoy, bu durumun bir zayıflık olmadığını, vücudun biyolojik saatindeki değişimlerden kaynaklandığını vurguladı.
İHA'nın haberine göre Prof. Dr. Aksoy, kış depresyonuyla başa çıkmak için en etkili ilaçsız yöntemin sabah ışığına doğrudan maruz kalmak olduğunu söyledi. Ayrıca her gün aynı saatte yatıp kalkmak, ekran kısıtlaması ve doğru beslenme gibi basit alışkanlıkların etkili önlemler olduğunu ifade etti.
Kış Depresyonu ve Biyolojik Saat İlişkisi
Günlerin kısalmasının vücudun iç saati olan biyolojik saati doğrudan etkilediğini belirten Prof. Dr. Aksoy, gözlere gelen ışık miktarı azaldığında melatonin (uyku hormonu) salgısının daha uzun süre devam ettiğini ve beynin bu durumu "gece devam ediyor" şeklinde yorumladığını açıkladı. Bu durum, kişinin sabahları uyanmakta zorlanmasına ve gün içinde yarı uykuda hissetmesine neden oluyor.
"Ne Kadar Uyusam da Yetmiyor Hissi"
Kış aylarında en sık karşılaşılan şikayetleri özetleyen Prof. Dr. Aksoy, "En belirgin tablo, 'ne kadar uyusam da yetmiyor' hissidir. Uykunun süresi artsa bile kalitesi düşer. Kişi sabah yorgun ve isteksiz uyanır. Bu tabloya 'hipersomnia' (aşırı uyuma) denir. Bazı hastalarda ise tam tersi 'insomnia' (uykusuzluk) görülür" dedi. Her iki durumun da ortak paydasının vücut saatinin doğanın temposundan sapması olduğunu belirtti. Bu tabloya sıklıkla enerji açığını kapatma çabasıyla artan iştahın, özellikle tatlı ve karbonhidrat isteğinin eşlik ettiğini ekledi.
İşlev Kaybı Yaşanıyorsa Dikkat Uyarısı
Prof. Dr. Aksoy, belirtilerin ciddiye alınması gereken noktayı ise şöyle açıkladı: "Eğer uyku bozukluğu süreklilik kazanmışsa, kişinin günlük işlevselliğini işe gitmek, derslere odaklanmak, ilişkilerde sabırlı davranmak etkilemeye başlamışsa, artık bu normal bir mevsim geçişi değil, klinik bir tablodur." Haftada üç geceden fazla yaşanan ve üç aydan uzun süren uyku sorunlarının kronik insomnia olarak kabul edildiğini ve profesyonel destek gerektirdiğini söyledi.
Kış Depresyonuna Karşı 4 Altın Öneri
Prof. Dr. Aksoy, kış depresyonundan korunmak için en etkili ilaçsız yöntemin sabah ışığına maruz kalmak olduğunu belirterek, hava bulutlu olsa bile uyanır uyanmaz perdeleri açmanın ve kısa bir yürüyüş yapmanın vücuda "gün başladı" mesajı verdiğini söyledi.
İşte kış depresyonuna karşı önerilen 4 altın kural:
-
Uyku Hijyeni Her gün aynı saatte yatıp aynı saatte kalkmak biyolojik saatin şaşırmasını engeller.
-
Ekran Kısıtlaması Akşamları telefon ve bilgisayar ekranlarından yayılan mavi ışık, melatonin salgısını baskıladığı için yatmadan önce kullanımı sınırlandırılmalıdır.
-
Beslenme Sabah protein ağırlıklı (yumurta, peynir) bir kahvaltı uyanıklığı desteklerken, akşamları hafif öğünler tercih edilmelidir.
-
Hareket Sabah veya öğle saatlerinde yapılan hafif egzersizler vücudun enerji düzeyini yükseltir.
Işık Terapisi ve Genetik Yatkınlık
Prof. Dr. Aksoy, mevsimsel depresyon için en etkili ilaç dışı tedavilerden birinin "Işık Terapisi" olduğunu söyledi. Bu yöntemde 10.000 lux şiddetindeki özel bir ışık kaynağına her sabah 20 30 dakika maruz kalınarak gün ışığı taklit edilir ve melatonin dengesi düzeltilir.
Bazı insanların genetik düzeyde melatonin reseptörlerindeki farklılıklar nedeniyle kış depresyonuna daha yatkın olduğunu belirten Aksoy, sözlerini "Kış depresyonu bir zayıflık değil, doğanın ritmine karşı vücudun verdiği biyolojik bir tepkidir. Doğayla savaşmak yerine onun temposuna ayak uydurmak, yaşam alışkanlıklarını buna göre düzenlemek, ruhsal sağlığın en doğal reçetesidir" diyerek tamamladı.
Yorumlar
Kalan Karakter: