Iğdır’a özgü Garalı, Saralı, Alalı gibi yerli meyvelerin korunarak marka haline getirilmesi, hem çiftçiye hem de ekonomiye büyük katkı sağlayacak.
Iğdır, verimli toprakları ve kendine has iklimiyle Anadolu’nun önemli tarım merkezlerinden biri olarak öne çıkıyor. Ancak son yıllarda bölgeye ait olmayan meyve türlerinin dikilmesi, hem doğaya hem de çiftçiye olumsuz etkiler yaratıyor. Özellikle vatandaşların deyimiyle “altı fare yuvası, üstü böcek yuvası” olarak bilinen Anjelika gibi dışarıdan getirilen türler, yoğun ilaç ve bakım ihtiyacıyla dikkat çekiyor. Çiçeklenmeden hasada kadar sürekli kimyasal ilaç isteyen bu türler, Iğdır’ın doğal yapısına uyum sağlamıyor.
Oysa Iğdır, binlerce yıldır kimyasal ilaca gerek duymayan ve fazla bakım istemeyen yerli meyve ve sebze çeşitleriyle biliniyor. Garalı, Saralı ve Alalı gibi özgün meyveler, eşsiz lezzetleri, uzun raf ömürleri ve dayanıklı yapılarıyla öne çıkıyor. Aynı zamanda üretim maliyetlerinin düşük olması nedeniyle çiftçiler için daha karlı bir seçenek sunuyor.
Bunun yanında Şalak kayısı, Teberze, Göyce Alça, Şalak kavun, Şalak domates, Malaça ve taş armut, Al ve Kepek elma ile Ekerek cevizi gibi yerli ürünler, Iğdır’ın tarımsal kimliğini yansıtan değerler arasında yer alıyor. Uzmanlar, bu ürünlerin korunması ve yaygınlaştırılması gerektiğini vurguluyor.

Yöre halkı da yerli çeşitlerin marka haline getirilmesinin önemine dikkat çekiyor. Yerel meyvelerin ulusal pazarda tanıtılması, sadece çiftçilerin gelirini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda Iğdır’ın ekonomisine de büyük katkı sağlayacak.
Iğdır’ın doğal mirası olan bu ürünlerin korunması, tanıtılması ve geleceğe taşınması, hem bugünün hem de gelecek kuşakların ortak sorumluluğu olarak görülüyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: