Iğdır, yine Türkiye’nin en kirli havasına sahip ili olarak kayıtlara geçti. Dünya Hava Kalitesi Endeksi verilerine göre kent, 1 Aralık’ta ülke genelinde en yüksek kirlilik düzeyine ulaştı.
Daha önce 26 Kasım’da 443 AQI değerine kadar çıkan kirlilik seviyesi, kısa aralıklarla tekrarlanarak halkta büyük endişeye neden oluyor.
“Iğdır bir gaz odasına dönüştü”

Iğdır Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aysun Altıkat, yaşanan durumu “Gaz odası” olarak nitelendirdi ve özellikle kış aylarında artan kirliliğin artık tahammül sınırlarını aştığını söyledi. Altıkat, ölçüm değerlerindeki tehlikeli artışa dikkat çekerek şunları vurguladı:Geçen yıl Kasım ayında PM10 değeri 168 ppm iken, bu yıl Kasım ayında değerin 350 ppm seviyelerine ulaşmasının beklendiğini,PM2.5 değerinin ise geçen yıl 105 ppm’den bu yıl 172 ppm’e çıktığını,Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlıklı hava için PM10’da 15 ppm, PM2.5’te 5 ppm sınırı önerdiğini hatırlattı.
Altıkat, “Şu an iyi dediğimiz havada bile hava kalitesi indeksi 166, PM10 değeri 305 ppm. Bu değerler çok ciddi. Yaşlılar, çocuklar ve solunum hastaları dışarı çıkmamalı.” dedi.
Kirliliğin temel nedenleri değişmiyor
Uzmanlara göre Iğdır’daki hava kirliliğinin başlıca sebepleri şöyle:Dağlarla çevrili coğrafya nedeniyle hava sirkülasyonunun zayıf olması,Kalitesiz kömür ve tezek yakımı,Doğal gaz kullanımının düşük olması,Şehirde süren plansız hayvancılık faaliyeti,Aşırı betonlaşma,Bitmeyen altyapı çalışmaları ve plansız şehirleşme,Yazın da etkili olan erozyon kaynaklı toz taşınması.
Altıkat, Aralık bölgesindeki çölleşmiş alanda acil bir yeşil dönüşüm yapılması gerektiğini belirterek, “Bu alan ağaçlandırılmalı, bitki örtüsü güçlendirilmeli. Yazın da kirliliğin nedeni burası.” dedi.
“Tek bir hanenin kirli yakıt kullanma hakkı yok”
Altıkat, Iğdır’ın coğrafi yapısı nedeniyle dumanın yükselip dağlara çarparak yeniden şehir üzerine çöktüğünü belirtti:Iğdır’ın havasının tek bir haneden çıkacak dumanı bile kaldıracak gücü yok. Kalitesiz yakıt kesinlikle kullanılmamalı.”
Altıkat, çözüm için merkezi ısıtma sistemine geçilmesi, doğalgaz dönüşümünün devlet desteğiyle hızlandırılması ve yakıt denetimlerinin artırılması gerektiğini ifade etti.
Vatandaşlar: “Yetkililer artık adım atmalı”Kentte yaşayan vatandaşlar da kirlilikten büyük endişe duyuyor.
Kenan Karadağ, merkeze uzak bölgelerde hâlâ kömür ve türevi yakıtların kullanıldığını belirterek, “Bu inanılmaz kirlilik herkesi tedirgin ediyor. Devlet bir an önce tüm Iğdır’da doğalgaz kullanımını desteklemeli.” dedi.
Sözer Akyıldırım ise Iğdır’ın Türkiye’nin en riskli kentlerinden biri olduğunu vurgulayarak, “Kalitesiz kömür ve tezek yakımı nefes almayı bile zorlaştırıyor. Doğalgaz tüm evlere ulaşmalı. Iğdır temiz havaya kavuşmayı hak ediyor.” ifadelerini kullandı.
Kirlilik hastalıkları artırıyor
Uzmanlar, Iğdır’daki hava kirliliğinin:Astım,KOAH,Felç,Kanser,Kalp-damar hastalıkları,gibi ciddi sağlık sorunlarını tetiklediğini, özellikle çocuklarda gelişim bozuklukları ve ruh sağlığı sorunlarının arttığını belirtiyor.
Bölgedeki bir diğer risk ise Metsamor Nükleer Santralı’ndan kaynaklanan radyasyon. Bu durumun kanser vakalarındaki artışla ilişkilendirildiği ifade ediliyor.Her üç ölümden biri hava kirliliğiyle ilişkili Temiz Hava Hakkı Platformu’nun raporuna göre, Iğdır’da son yıllarda meydana gelen her üç ölümden birinin hava kirliliği ile bağlantılı olduğu aktarıldı.
Halkın çağrısı: “Artık yeter!”
Iğdır halkı, yıllardır süren bu sorunun çözümü için yetkililere çağrıda bulunuyor:Denetimlerin artırılması,Doğalgazın ucuz ve erişilebilir hale getirilmesi,Kalitesiz yakıt kullanımının yasaklanması,Ağaçlandırma ve yeşil dönüşüm çalışmaları yapılması
talep ediliyor.Kentte yaşayanlar, “Iğdır’ın havası kirli değil, adeta zehir. Artık nefes almak istiyoruz.” diyerek acil çözüm bekliyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: