Iğdır'da "Seyyid'in Erbani ve Direnişin Hikayesi" anlatıldı

"Iğdır Konuşmaları" çerçevesinde Söz Kafe'de "Seyyid'in Erbani ve Direnişin Hikayesi" başlıklı bir sohbet/oturum yapıldı.

Sunumu, Dr. Adem Namlı yaptı.

Namlı, Muğla Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Mezunu. Yüksek lisansı da buraya ait ve Doktorası Tahran Üniversitesi'nden...

Dr. Namlı, konuyla alakalı sunumunda özellikle İmam Huseyn(as)'in "Benim gibi birisi, Yezid gibi birisine başeğmez" sözü üzerinde durdu. Burada kullanılan geniş zaman kipi'nin tüm çağları kapsadığını ve Seyyid'in de İmam Huseyn(as)'in tarif ettiği o "birisi"nden olduğunu, zalim düzenler karşısında başeğmediğini  belirtti.

Seyyid'in, Emperyalizmin bizzat aktörleri veya bölge kuklaları tarafından kendisine defalarca sunulan tekliflerine rağbet etmediğini, etseydi eğer onun da Körfez Monarşileri gibi lüks ve güven içinde bir hayatı sürebilecekken, Filistinli mazlumların yanında olmayı, onların hakkını savunmayı yeğlediğini ve İşgal rejimiyle hiçbir zaman el sıkışmadığını belirtti.

Direnişin sadece askeri bir yapılanma olmadığını, halk olduğuna da vurgu yapan Namlı, "Onlar en ücra köylere su götürdüler, yoksullara ilaç oldular, okullar inşa ettiler" dedi.. Onların sadece şiiler değil; hıristiyan, maruni, süryani kesimlerden de müteşekkil bir topluluk olduğunu söyledi.

İşgal Rejimi'nin şimdiye kadar giriştiği savaşlarda hep toprak büyüttüğünü, karşı karşıya geldiği Devletleri yenilgiye uğrattığını fakat Seyyid'in de içinde bulunduğu Direniş Hareketi'nin onu 1982'de Lübnan'dan çıkardığını ve 2006'daki 33 Gün Savaşı'nda ateşkese razı ettiğini, dolayısıyla Seyyid'in konumunun Arap kamuoyunda "Direnişin Lideri" ünvanına sahip olduğunu belirten Namlı'nın konuyla alakalı anlatımı, dinleyiciler tarafından ilgiyle takip edildi...

Oturum, artık gelinen noktada Direnişin şahıs değil, fikir eksenli olduğu ve Seyyid sonrasında halen devam eden sert savaşta İşgal Güçlerinin bunca suikastlere rağmen Lübnan'a ayak basamamasının da bunun kanıtı olduğu saptamasıyla son buldu.

İBRAHİM SAVAN