Iğdır Azerbaycan Evi, "Bu Tay'dan O Tay'a Şiirler" adlı anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Akademisyenler, yazarlar ve şairlerin bir araya geldiği programda Revan'ın Türk toprağı olduğu güçlü bir şekilde dile getirildi ve katılımcıların okuduğu şiirlerle ve anlattıkları anılarla duygu dolu anlar yaşandı.
Programda Av. Cafer Zor, Şair Abdullah Ene, Kahraman Padir, Yazar Sefer Aktaş, Şair Allahverdi Akyüz, Yazar Fetullah Acar, Şair Ali Demirel, Cafer Alagöz, Yazar Nizamettin Uca, Öğretim Görevlisi Sözer Ak Yıldırım, Şair Kemalettin Kalkan, Yaşar Kesemen ve Anadolu Lisesi öğretmenleri gibi önemli isimler yer aldı. Kurum müdürleri de etkinliğe katılarak destek verdiler.
Tarihi Bir Gerçeği Haykırmak İçin Toplandılar: "Revan Türk Toprağıdır!"
Etkinlikte söz alan yazar ve şairler, tarihimizin derinliklerinden kopup gelen bir hakikati haykırmak için toplandıklarını dile getirdiler: "Revan Türk toprağıdır!" Bu güçlü ifade, sadece siyasi bir iddia olmaktan öte, bin yıllık bir tarih, kültür ve medeniyet bağının ifadesi olarak vurgulandı.
Revan: Asırlar Boyunca Bir Türk-İslam Beldesi
Konuşmalarda Revan'ın, bugünkü adıyla Erivan'ın, asırlar boyunca Türk devletlerinin, özellikle de Selçukluların, Karakoyunluların, Akkoyunluların ve nihayetinde Osmanlı'nın hakimiyetinde kaldığına dikkat çekildi. Camileri, medreseleri, hanları ve hamamlarıyla bir Türk-İslam beldesi olduğu belirtildi.
Programda, bu topraklarda yüzlerce yıl boyunca Türkçe konuşulduğu, ezanlar okunduğu, nevruzların kutlandığı, kilimlerin dokunduğu ve türkülerin söylendiği vurgulandı. Revan'ın kültürel mirasımızın önemli bir parçası olduğu ifade edildi.
Acı Bir Tarih ve Unutulmaması Gereken Gerçekler
Ne yazık ki tarihin bazen adaletle değil, acıyla yazıldığına değinilen programda, 20. yüzyılın başlarında Kafkasya'da yaşanan büyük acılar, zorunlu göçler ve siyasi hesaplaşmalar sonucunda Revan'daki Türk nüfusunun sistemli bir şekilde yok edildiği hatırlatıldı. Camilerin yıkıldığı, mezarların tahrip edildiği ve Türk varlığının silinmeye çalışıldığı acı gerçekler dile getirildi.
Ancak programda yapılan vurgu netti: "Bir toprak parçası üzerindeki taşlar yerinden oynatılsa da, tarih yerinden oynamaz. İrevan/Revan, bizim gönlümüzde, tarihteki yerinde ve kültürel hafızamızda her zaman Türk yurdu olarak kalacaktır." Revan'ın sadece bir coğrafya değil, dedelerimizin duası, ninelerimizin ninnisi ve tarihimizin şahidi olduğu ifade edildi.
Geçmişi Unutmamak, Geleceğe Umutla Bakmak
Etkinlikte, geçmişi unutmanın köksüzlüğe razı olmak anlamına geldiği belirtilerek, Türk milletinin köklü bir millet ve hafızası güçlü bir halk olduğu vurgulandı. "Revan'ı unutmuyoruz, unutmayacağız!" sözleriyle kararlılık ortaya konuldu.
Revan'a hasretle bakan her Türk gencinin bilmesi gereken şeyin, bu hasretin bir gün vuslata dönüşmesinin ancak ilimle, kültürle, diplomasiyle ve kardeşlikle olacağı ifade edildi. Adaletin ve barışın savunucusu olunduğu mesajı verildi.
Gaspıralı İsmail'in "Dilde, fikirde, işte birlik!" sözüyle bitirilen program, bu birlik ruhuyla Revan'ın hatırlanması, sahiplenilmesi ve yaşatılması gerektiği vurgulandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: