Gaziantep'in tarihi dokusunda, unutulmaya yüz tutmuş bir el sanatı olan bakırcılığın son temsilcilerinden biri olan İsmail Akdağ, 4 metrekarelik atölyesinde yarım asırdır bu zanaati yaşatıyor.
60 yaşındaki İsmail Akdağ, tarihi Bakırcılar Çarşısı'nda yer alan küçük atölyesinde, çekiç darbeleriyle bakıra şekil vererek adeta bir sanat eseri ortaya çıkarıyor. Elleriyle şekillendirdiği bardaklar, tabaklar, cezveler ve daha birçok eşya, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
"Bizler bu mesleğin son ustasıyız" diyen Akdağ, mesleğe çocukluğundan beri bağlı olduğunu ve bu zanaatin önemini vurguluyor. Ancak gençlerin bu mesleğe ilgi göstermemesi ve teknolojinin yükselişiyle birlikte bakırcılığın geleceği konusunda endişeli.
Akdağ, günde ortalama 100-150 parça bakır eşya üretiyor. Bu eşyaların her biri, tamamen el işçiliğiyle ve büyük bir özenle yapılıyor. Ancak, gençlerin bu mesleği öğrenmekten kaçınması, bakırcılığın geleceği için büyük bir tehdit oluşturuyor.
Öte yandan, bakırın sağlık faydaları ve estetik görünümü yeniden ilgi görmeye başladı. Büyük firmaların da bakır ürünlere yönelmesiyle birlikte, bakıra olan talep artıyor. İsmail Akdağ gibi ustaların ürettiği el yapımı bakır eşyalar, hem sağlıklı hem de dekoratif özellikleriyle öne çıkıyor.
Bakır eşya sahibi olan Ayşe Demir, bakırın hem sağlıklı hem de şık olduğunu belirtiyor. Özellikle bakır tepside sunulan yemeklerin lezzetinin daha iyi olduğunu düşünüyor.
İsmail Akdağ gibi ustaların varlığı, Gaziantep'in kültürel mirasının korunması açısından büyük önem taşıyor. Ancak, gençlerin bu mesleğe olan ilgisizliği, bu mirasın geleceği için bir soru işareti oluşturuyor.
İHA