Manisa'nın Turgutlu ilçesinde yaşanan acı olay, bir kez daha toplumu kadın cinayetlerinin derin yarasıyla yüzleştirdi. Boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından iş yeri önünde silahla vurularak ağır yaralanan 4 çocuk annesi Mehtap Yarbeğ, 17 günlük yaşam mücadelesini kaybetti.Olay, 3 Aralık tarihinde Selvilitepe Mahallesi Küçük Sanayi Sitesi'nde meydana geldi. Sabah saatlerinde iş yerine gelen Mehtap Yarbeğ, beklenmedik bir şekilde eşi Mehmet Yarbeğ tarafından silahla ateş altında bırakıldı. Ağır yaralanan kadın, ihbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerince Turgutlu Devlet Hastanesine kaldırıldı ve hemen ameliyata alındı.17 günlük yaşam mücadelesi sonuçsuz kaldı. Yoğun bakımda tutulan Mehtap Yarbeğ, ne yazık ki kurtarılamadı ve hayatını kaybetti. Olayın ardından yakalanan Mehmet Yarbeğ ise tutuklandı.Toplumun yüreğini yakan bu olay, kadınlara yönelik şiddetin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Boşanma sürecinde yaşanan bu cinayet, kadınların güvenlik duygusunu zedeleyen ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derin köklerine işaret eden acı bir gerçeklik.Mehtap Yarbeğ'in ölümü, sadece bir ailenin değil, tüm toplumun kaybı. Kadınların yaşam hakkı ve güvenliği için daha fazla önlem alınması gerektiği, bu olayın ardından bir kez daha gündeme geldi.Peki, bu olay bizlere ne anlatıyor?Kadın cinayetleri, toplumsal bir sorun: Bu tür olayların tek nedeni şiddet eğilimli bireyler değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadına yönelik önyargılar ve şiddetin normalleştirilmesi gibi yapısal sorunlar.Boşanma süreçleri riskli: Boşanma süreçleri, kadınlar için şiddet riskini artıran dönemler. Bu nedenle, bu süreçlerde kadınların korunması için daha etkili mekanizmaların oluşturulması gerekiyor.Şiddete karşı mücadelede herkes sorumlu: Kadın cinayetlerini önlemek için sadece yasal düzenlemeler yeterli değil. Toplumun her kesiminin bu konuda duyarlı olması ve şiddete karşı sesini çıkarması gerekiyor. İHA
