Araştırmacı yazar Rufat Gürel yazdı… Eskiden Iğdır daha güzeldi! Eskiden Iğdır 25-30 bin nüfuslu güzel, şirin bir Anadolu kasabasıydı. Sokaklarından at arabaları faytonların dolaştığı, Müstakil bahçeli evler, bir çok yerden su arklarının olduğu, hemen hemen herkesin bir birini tanıdığı, mükemmel mahalle ve komşuluk ilişkilerinin olduğu, herkesin bir birini gördüğünde selamlaşıp hal hatır sorduğu, değerlerimizin yozlaşmadığı, milli ve manevi bağların çok güçlü olduğu yaşanılacak güzel bir ilçe merkeziydi. Iğdır 1992 yılında Kars ilinden ayrılıp il merkezi oldu. Nahçivan Dil Ucu sınır kapısı açıldı. Iğdır çok büyük göç verdiği gibi çok büyük de göç aldı. Şehir nüfus olarak 4-5 kat büyüdü. Şehrin sadece fiziki yapısı değişmedi, sosyolojik yapısı da büyük bir değişime uğradı. Müstakil bahçeli evlerin yerini büyük apartmanlar aldı. İnsanlar geçmiş değerlerinden uzaklaştı, sosyal hayat değişti, o güzel değerlerimizden uzaklaşıp başka bir şeye evrildik. Sosyal yapı, mahalle, komşuluk, akrabalık, arkadaşlık ilişkileri çok büyük değişim geçirdi. Eskiden çok çalışır, küçük şeylerden mutlu olurduk. Paylaşmayı, dostluğu, vefayı çok iyi bilirdik. Eksik olan şeylerimizi komşulardan alırdık, adeta sosyalizmi yaşardık. Yiyip içtiğimiz her şeyi kendimiz doğal ve organik üretirdik, eğitime, öğretmene, okuyana çok büyük değer ve itibar gösterilirdi, eğitim daha kaliteliydi. Büyüğe çok büyük saygı, küçüğe de sevgi vardı. Yaşlı ağsakkallara ve yaşlı ağpiçeklere çok büyük saygı ve itibar gösterilirdi. Sokaklar daha güvenliydi. Çocuklar güven içinde sokaklar da oynardı. Bu kadar dünyalık peşinde koşulmaz, insanlar bu kadar kabuğuna çekilmezdi. Yırtılan, kırılan, bozulan elbisemizi, ayakkabımızı, kullandığımız eşyaları tamir eder kullanırdık. Şimdiki gibi moda, marka takıntımız yoktu. Evimizin en iyi odasını süsler, temiz tutar misafir (Konak odası) yapardık. Misafiri Tanrı misafiri olarak görür, bir tavuğumuz bile olsa kesip misafire ikram ederdik. Gelenek ve göreneklerimizi ata babamızdan gördüğümüz gibi yaşatırdık. İnsanlar bir birine çat kaptı gider, sohbet ve muhabbetin tadına doyum olmazdı. Kimse kimseye şimdiki gibi tepeden bakmazdı, anneye, babaya çok büyük hürmet gösterilir, kardeşler arası ilişkiler çok mükemmel, aile bağlarına çok bağlılık gösterilirdi. Düğünler bahçede, harmanda, komada çalınırdı. Üç gün üç gece toy olurdu. Kına geceleri, bey başı bir başka güzeldi. Şimdiki gibi düğün salonları yoktu. Kendi geleneksel müziğimiz çalardı. Şimdi o güzellikler kalmadı. Şimdi eskisine göre daha çok imkanlara sahibiz, bahçeli evlerin yerini devasa apartmanlar aldı, binalar büyüdü, cüzdanlar şişti gönüller küçüldü. İnsanlar bir birine yabancılaştı, her şeyi çok çabuk tükettik. Vefa bir semt adı olarak kaldı, değerlerimizden uzaklaşıp yabancılaştık, bencil ve doyumsuz olduk, hastalıklar artı, komşuluk ve aile bağları çok zayıfladı, kendi kabuğumuza çekildik, o eski bire bir yaşanılan dostlukların yerini sahte sanal dostluklar aldı. Ben o eski Iğdır’ı çok özlüyorum keşke o günlere dönebilsek. Güzel Iğdır’mızın o güzel insanlarını yürekten selamlıyorum. Hoşça kalın, dostça kalın, her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsanız.HABER MERKEZİ
Iğdır Haberleri
Yayınlanma: 27 Ağustos 2024 - 09:09
Rufat Gürel yazdı… Eskiden Iğdır daha güzeldi!
Araştırmacı yazar Rufat Gürel yazdı… Eskiden Iğdır daha güzeldi!
Iğdır Haberleri
27 Ağustos 2024 - 09:09