Araştırmacı yazar Rufat Gürel yazdı… ‘Bir Zamanlar Iğdır’ Iğdır bir zamanlar başka bir güzeldi. 1980 yıllarda Iğdır 25-30 bin nüfuslu küçük bir Anadolu kasabasıydı. Evler bahçeli tek veya iki katlı, Iğdır yeşillikler içinde, bahçeli, kavak, meyve ağaçlarının olduğu, bahçesinde çeşit çeşit sebzelerin yetiştirildiği, evlerin önünden su arkları geçer, o arklarda devamlı sular akar, o sularda ördek ve gazlar yüzerdi. Sokaklarda at arabalar, faytonlar, atların araba ve faytonları yorga çekerken çıkardıkları o güzel müzik gibi ritim insanı alıp çok eskilere götürürdü. Doğal ortamında yetiştirilen yoğurt, süt, yumurta, peynir, tereyağı, meyve ve sebzelerin tadı bir başka olurdu. Ne yiyip içirdiğimizi bilir organik beslenirdik. Iğdır’ın üzümü, kaysısı, şeftalisi, karpuzu, kavunu, iğdesi bir başka güzeldi. Aras nehrinin suladığı, verimli Iğdır ovasının toprağı ve güneşinde yetişen meyve ve sebzelerin tadı bile başkaydı. Domatesi dalından kopardığımıza domatesin kokusu elimizden günlerce geçmezdi. Doğal ortamında yetiştirilen hayvanların eti de sütü de farklı olurdu.Beyaz pamuk tarları, şekerpancarı bir başka güzellik katardı Iğdır’a. Tandırda pişirilen ekmeğin kokusu, odun ateşinde pişirilen yemeklerin tadı da kokusu da farklıydı. Tandıra attığımız şekerpancarının tadı, kokusu, lezzeti tasanın yaşayanın tarif edebileceği bir şeydi. Odun ateşinde bakır şemalarda kaçak İran çayı, kutlama şeker, Prenses Süreyya’nın resiminin olduğu çay tabağı, Aşık Elesker’in söylediği mahnılar, yapılan sohbet ve muhabbetler, küçük patlıcanlardan yapılan Iğdır’a özgü Patlıcan reçeli damaklara doyumsuz zevkler tattırıyordur.Ya! Iğdır’ın insanları, saf, temiz, içten, misafirperver, güler yüzlü şahsına münhasır insanlardı. Komşuluk, akrabalık bağları mükemmeldi. İnsanlar komşusuna, akrabasına çat kapı gider, eksik ve olmayanı ihtiyaçlarını alabilirdi Evleri en güzel odası süslenip temizlenir misafir (Konak) odası yapılırdı. Misafirleri Tanrı misafiri olarak görüp İzzet ve ikramda kusur edilmezdi. Bir tavuğu bile olsa kesip misafire ikram edilirdi.Mahalle ve komşuluk ilişkiler mükemmel olup herkes Iğdır’da bir birini tanır, gördüklerinde selamlaşıp ayaküstü sohbet ederlerdi. İyi ve kötü günde bir birlerini yalnız bırakmazlardı. Evet bu günkü gibi bolluk yoktu, evlerimiz küçük ve kerpiçte, nüfuslar kalabalıktı ama insanların gönlü geniş, sofrası açık, samimi, içten paylaşmayı biliyordu. Gelecek tükendiğinde ister istemez geçmişe özlem serpilip gelişmeye başlar, dalar gidersin geçmişe, her şey bir filim şeridi gibi geçip gider gözlerinin önünden. Bir filim gibi.HABER MERKEZİ
Iğdır Haberleri
Yayınlanma: 12 Ağustos 2024 - 08:26
Rufat Gürel yazdı… Bir Zamanlar Iğdır
Araştırmacı yazar Rufat Gürel yazdı… ‘Bir Zamanlar Iğdır’
Iğdır Haberleri
12 Ağustos 2024 - 08:26