Muş'ta çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan anneler, evlat hasretiyle yanıp tutuşuyor. DEM Parti il binası önünde başlattıkları oturma eylemini kararlılıkla sürdüren anneler, çocuklarının bir an önce güvenli bir şekilde ailelerine kavuşturulmasını istiyor.
Her Çarşamba Bir Araya Geliyorlar
Çocuklarını özlemle bekleyen anneler, her çarşamba günü bir araya gelerek seslerini duyurmaya çalışıyor. "Anneler direniyor", "Yeter artık evlatlarımızı bırakın" yazılı pankartlarla eylem yapan anneler, çocuklarına duydukları özlemi göz yaşları içinde dile getiriyor. Yıllarca süren bu bekleyiş, annelerin psikolojilerini derinden etkiliyor.
Baba Alaattin Koçhan'ın Çığlığı
Oğlu kaçırılan baba Alaattin Koçhan, eylemlerine devam etme kararlılığını şu sözlerle dile getiriyor: "Oğlum gel teslim ol, artık dayanamıyorum. Oğlum bu soğukta dağlarda taşların dibinde yatmayı hak etmiyor. Oğlum sesimi duyuyorsan çık gel. Bizimde tahammülümüz ve gücümüz kalmadı. Seni çok özledik. Oğlum gel teslim ol, kimseden korkma. PKK ve DEM Parti'nde korkmuyorum."
Anne Şahinaz Özcan'ın Çaresizliği
Oğlu Atilla'yı 8 yıldır göremediğini söyleyen anne Şahinaz Özcan ise, "Oğlumdan şimdiye kadar hiç haber alamadım. Terör örgütü PKK çocuklarımızı getirsin bize versin. Bizim PKK ve DEM Parti ile hiçbir ilgimiz yok. Gel devlete teslim ol" diyerek feryat ediyor.
Kamuoyunun Dikkatini Çekmek İstiyorlar
Çocuklarını kaybeden aileler, eylemleriyle hem yetkililerin hem de toplumun dikkatini çekmeyi amaçlıyor. Çocuklarının bir an önce dönmesini isteyen aileler, tüm Türkiye'den destek bekliyor.
Bu Olayın Toplumsal Etkileri
Bu olay, terörün en büyük mağdurlarının çocuklar olduğu gerçeğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Çocukların geleceğiyle oynanması, toplumun vicdanını yaralıyor. Bu tür olaylar, terörün ne kadar büyük bir insanlık suçu olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
İHA