Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de her yıl ortalama 300 bin kişinin kalp krizi geçirdiğini belirten Medicana Zincirlikuyu Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, kalp krizlerine müdahalede ilk üç dakikanın kritik öneme sahip olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Can, kalp krizi ve kalp hastalıklarında erken teşhisin hayat kurtarıcı rol oynadığını ifade etti.
Ani ölümlerin önde gelen nedenlerinden olan kalp krizinin birçok tetikleyicisi bulunduğunu dile getiren Prof. Dr. Can, kronik hastalıklar, sigara, sağlıksız beslenme, hareketsizlik ve stresin kalp krizine zemin hazırlayan başlıca etkenler arasında yer aldığını söyledi. Kalp hastalıklarını ve dolayısıyla ani kalp krizlerini önlemek için düzenli ve doğru taramaların yapılmasının hayati önem taşıdığını vurguladı.
"Yoğun Göğüs Ağrısı, Nefes Alamama Kalp Krizi Belirtisi Olabilir"
Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, şiddetli göğüs ağrısının kalp krizinin en belirgin belirtilerinden biri olduğunu ifade ederek, "Eğer kişide yoğun göğüs ağrısı, nefes alamama, kol uyuşması, mide ağrısı, mide bulantısı, gaz sancısına benzer sırta vuran ağrı, soğuk terleme varsa büyük ihtimalle kalp krizi belirtisidir" uyarısında bulundu. "Sessiz kalp krizi" olarak adlandırılan durumun aslında yanıltıcı olabileceğini belirten Prof. Dr. Can, "Aslında kalp krizi sessiz gelmemektedir. Ağrı eşiği kişiden kişiye değişmektedir. Şiddetli göğüs ağrısını kas ağrısı, mide ağrısını hazımsızlık olarak yorumlayıp önemsemeyen hastalar olabilmektedir. Oysa en ufak bir şikâyette en yakın sağlık kuruluşuna ulaşılmalıdır" dedi.
"Kalp Krizinde İlk Üç Dakikada Doğru Müdahale Hayat Kurtarır"
Kalp krizi belirtilerinin hissedildiği anda derhal tıbbi yardım alınması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, "Eğer ev içinde veya bir ortamda kalp krizi geçirdiği anlaşılan bir kişi varsa ilk etapta hemen tıbbi destek alınması gerekir. Kişi sırtüstü yatırılmalı ve nefes alması sağlanmalıdır. Kalp krizinde ilk üç dakika çok önemlidir. İlk üç dakikada doğru müdahale olması hayat kurtarıcı olmaktadır" şeklinde konuştu.
"Herkes Temel İlkyardım Eğitimi Almalı"
Herkesin temel ilkyardım eğitimi almasının hayati bir gereklilik olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Can, "Özellikle de risk faktörü taşıyan kişilerin ailelerinden kişilerin bu eğitimi alması hayat kurtarıcı olur. Her evden en az bir kişinin temel ilkyardımı öğrenmesi önemlidir. Bunun dışında kalp krizi geçiren kişiye yapılabilen yanlış müdahaleler de tehlike oluşturmaktadır. Hastaya su veya ilaç vermeye çalışmak, kolonya koklatmak, yan yatırmak, hastayı sarsmak faydadan çok zarar getirmektedir" uyarısında bulundu.
Stres Kalp Krizi Riskini Artırıyor
Kalp krizi için önemli risk faktörlerini sıralayan Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, "Ailede olan kalp hastalığı öyküsü, sigara, alkol kullanımı, sağlıksız beslenme, hareketsizlik kalp krizinde riski artırmaktadır. Bunun yanında hipertansiyon, diyabet gibi kronik hastalıkların da olması kalp üzerinde olumsuz etkiler bırakmaktadır. Ayrıca kalp krizinde stres de önemli bir risk faktörü olarak son yıllarda öne çıkmaktadır. Stresten uzak durulmalıdır. Beslenmenin düzenlenmesi, gerekirse bunun için uzmana başvurulması, düzenli egzersiz yapılması, sigara ve alkolün bırakılması gerekmektedir" dedi.
"Düzenli Kalp Kontrolleri ve Anjiyo Erken Teşhiste Önemli"
Kalp hastalıklarını önlemek veya erken teşhis etmek için düzenli kalp kontrollerinin önemine değinen Prof. Dr. Can, "Özellikle aile öyküsü olan bireylerin 30 yaş itibariyle düzenli kardiyolojik muayenelerine gitmeleri önemlidir" tavsiyesinde bulundu. Kadınlarda 55 yaş, erkeklerde 35 yaş sonrasında kalp hastalığı riskinin arttığını belirten Prof. Dr. Can, "Bu nedenle kişilerin mutlaka kardiyoloji birimlerine başvurup önlem alması gerekir. Riskli gruplarda sanal anjiyo ve normal anjiyo yapılması muhtemel ani kalp ölümlerinin de önüne geçmekte etkili olmaktadır. Anjiyo, kalp ve damarlar konusunda detaylı bilgi verirken, muhtemel bir sorunun da tedavisini gerçekleştirmektedir. Tabii ki herkese klasik anjiyo önerilmemektedir. Hastanın şikayeti, yaşı, diğer tetkiklerle birlikte risk faktörleri değerlendirilip anjiyo kararı verilir. Riskli yaş gruplarının yanında çocukluk, genç yetişkinlik dönemlerinde de rutin kalp kontrollerinin yaptırılması önemlidir. Bu da muhtemel kalp ölümlerinin önüne geçebilmektedir" şeklinde konuştu.
İHA