Kapadokya At ve Atçılık Festivali, bu yıl da tarih, kültür ve sporun eşsiz bir buluşma noktası oldu. Festivalin en göz alıcı etkinliklerinden biri, geleneksel Türk ata sporu olan Atlı Cirit gösterileriydi. İki gün boyunca cirit ekibinin sahne aldığı festival alanında, hem kıyasıya mücadeleler hem de töresel duruşlar izleyicilere unutulmaz anlar yaşattı.
İhlas Haber Ajansının Haberine göre Etkinliğe, cirit oyununun tarihsel köklerine ışık tutan ve Erzurum'da cirit sporuna emek veren araştırmacı Dr. Uğur Karcıoğlu da katıldı. Karcıoğlu, sunumlarında sadece oyunun teknik yönlerini değil, aynı zamanda Türk milletinin atla kurduğu bin yıllık bağı anlattı.
"At Varsa Türk Vardır, Ciritse Töredir"
Kapadokya'nın kadim topraklarında cirit oynamanın derin bir anlam taşıdığını belirten Dr. Karcıoğlu, "At, Türk'ün kanadıdır. Savaşta yoldaşı, barışta sırdaşıdır. Kapadokya ise bu milletin taşlara kazıdığı hafızadır. Burada cirit oynamak, tarihle bugünü buluşturmak demektir. Bu topraklarda at sesi duyulması, binlerce yılın ruhunun yeniden canlanmasıdır," ifadeleriyle konuşmasını sürdürdü.
Dr. Karcıoğlu'nun coşkulu anlatımı sırasında okuduğu Türklük ve at sevgisi temalı şiirler, izleyenlerin gönlünde derin yankılar uyandırdı. Özellikle, "At varsa Türk vardır, ciritse töredir" mısraları, festival alanında büyük alkış aldı.
Festival süresince gerçekleştirilen cirit gösterileri, hem yerli hem de yabancı turistlerden yoğun ilgi gördü. Bu etkinlik, anlamlı Türk ata sporunun tanıtımı için önemli bir adım olarak değerlendirildi. Kapadokya'nın büyüleyici atmosferinde yankılanan nalların sesi, bir kez daha gösterdi ki: Türk milleti için at sadece bir hayvan değil, bir medeniyetin temelidir.
Yorumlar
Kalan Karakter: